Kaderde bir zerre olmak var ser'de,
Yanmaya gör, kişi düşermiş derd'e.
Katran gecelerin piştiği yerde,
Dindir ruhumdaki derd'i sultanım!
***
O gözler ki kara, ister elâdan
Çekerim yıllarca aşk sancısını,
Bir hüznün adıdır şu "İcâziye"
Göstermesin Allah hiç acısını,
Kara gözlü kızın, adı Sümeyye.
***
"Bağlarbaşı" yolu uzun, yokuştu,
Suyumbikem, kaşların kan veriyor kalbime.
Sâdâbât'ın şehrine nurlar yağdırdın sanki.
Kirpiklerin ok olmuş can veriyor hâlime...
Gözlerin cennetimde ruhuma değer belki.
"Ötüken" yurdunda yalın ayak sürüyen,
Çalındı hislerime sır her gece rüyâdan,
Ötelerden süzülen sanki alın yazımsın.
Gördüğüm kâbuslardan, uyanarak hülyâdan
Bir âhû ki incecik, sarılacak kadınsın.
***
Deli divâne gönül o gözlerine yanmış.
Kımız gibi Türk kızı olasın,
Daim Türk için Türk’e yanasın.
Aykızlar, serdarlar doğurasın,
Ey Fatih’in anası Türk kızı!
*
Görmez kimse bendeki sarayı,
Mâdem ki mey'den değil, bu can senden geçecek,
Uçmasın hiç bir böcek, açmasın dalda çiçek.
Mâdem ki bu kalp senden aşkını dilenecek,
Varsa şayet bir gerçek, "ruh" bedenden göçecek.
Bana harâm olasın ayrılık varsa eğer...
Yesî Ovasından bir tarih geçer,
Sallanır her bir yer, bizde Tanrı var.
Şu Tanrı dağından Kürşat mı gezer?
Yüce Türklük bana, ben Türklüğe yâr.
Bir gece evde rüzgâr sesini dinliyordum,
Bin ümitle gelmeyen birini bekliyordum.
.
Birden koptu fırtına, sallandı gökler ve yer,
Elbet vardır bir "hâyır" bağrında "hikmet" gizler.
.
Savaşta bellidir yiğidin hası
Yarılırken nice, kafa, göz ve kaş.
Mâziden nidâdır "Yesi" ovası
Kılıcı kınından çek git ülküdaş.
***
Geçmişten hıncım var, ilâh-i tekbir,
Bir ömrü tüketip geçmişken sensiz
Şu deli gönlümü avutamadım.
Yaşadım hem sensiz, aşktan habersiz
Ben yine de seni unutamadım.
***
Kaç efkara çile çekip derinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!