Öyle bir rüya ki sen kokuyor hep;
Bir demet menekşe rengi gözlerin.
Gurbet değil, sensin acıma sebep,
Sar beni Almila, bende ellerin.
Gökte Ay şavkını sana mı verdi?
Kara çadırda kımızdayım,
Dertli kaval da avazdayım.
Sorma! Ne kış nede yazdayım,
Benim adım Altay çobanı.
Dalıp bir hayalin düşüne,
Ümitler girer önce şu kirlenmiş toprağa,
Terkederek dünyanın kışını ve yazını.
Alıp başını gitmek de var dumanlı dağa...
Sende çalarsın garip bir sevdanın sazını.
*
Buğulanır gözlerde ağlamış hatıralar;
Sana eş olaydım saraysız, tahtsız
Talihim baştan kara kader bahtsız.
Saçları lüle, gözler mercan Aykız
Destanlarda peri, Bozkurt Asena
Görür mü Turan ilinden neferi?
Mahzende mahsun kaldım özledim âsûdeyi.
Çıkar Keman yayından o tatlı kasideyi.
O gül ki Bülbüle yâr, derde düçâr ahuzâr;
Her kulun bir derdi var, dile döker herşeyi.
.
Geçti beyhude yıllar, bana kalan zay imiş.
Sen derya ol ben zerre
Hamdım piştim bir kere
Senin geldiğin yere...
Olurda erişirim.
Gelsem gurbet ilinden
Geceye can veren güneşe hasret;
Yaban diyârlarda açsanda gülüm.
Allah büyük elbet, ağlama sabret,
Gelecekse gelsin beyhûde ölüm.
Adına dünya denen âlemde yaşıyorum;
Açıl mâveram açıl, şeytan önümde eğil.
Kaybolmuş zerreyim,Vallahi şaşıyorum,
İnan gördüğün her şey, bildiğin gibi değil.
*
Şair değilim,şiir belasına tutuldum;
Kendi başına bir mânâ ahengi;
Ancak "Metehan"dır kendine dengi.
Türk'ün yüreğinde beslenen sevgi,
Yüce Atatürktür, bildiriyorum.
Yenilmez, yutulmaz gavurun aşı,
Yaşanır yalnızlık ıssız iklimde
Hayatı tınmayan bilemez beni.
Doğruyu ararsın , eğri, büklümde,
Hep aynı kalmayan bilemez beni.
Yürürsün bir ömür ıssız tenhada,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!