Köy kokan türküyü söyleyen beste,
Daldaki bülbülün verdiği seste,
Yürüdü kervanlar, sessiz aheste;
Geçti gece gözlü esmer bir kadın,
Su verdi kervana saklı elinden,
Soruversem: "kadın, nedir ki adın"?
Sükutu çek içine bir tutam huzur olsun.
İn mi, Şeytan mı dürten şu gecenin üçünde?
Birikmiş acılara sevda bir küsur olsun,
Nereden bileceksin ne derdi var içinde?
Mecnun'un leylasına hiç ümidi kalmadı.
Şu gökte bir tutamlık arşı,
Felek tutup elediğinde,
Bir Kurt uludu ay’a karşı,
Kimsesiz bir dağ eteğinde.
Gecede zifiri mavilik,
Soycuyum, soyum Türk, gökteki ay'ım,
Ruh canı terketse değişmez huyum.
Oğuz'un ilinden Kınık'tır boyum,
Kürşat'a ant olsun, kıyım var kıyım.
Ölüyorum her gün bir it yüzünden,
Sırma saçın belikti, düşümde, hayâlimde,
Geçti bu dem nâfile, kışa döndü her yazım.
Bir sükutu ara ki bulamazsın hâlimde,
Hiç doğmamış hayâldin, ölmeyeceksin kızım.
*
Seni Îrem bağında telli duvaklı gördüm
Her an dilimde nimet
“La ilahe illallah.
Bir menekşe bir demet
“La ilahe illallah.
Gönlüm yıkık bir yapı
Söylesinler Mecnun'a, Leylâ ki gelmeyecek,
Âh o Leylâ ki kimi, kim sevdi bilmeyecek.
***
Bir sihirli hayâlmiş; bitmiş, asırlar olmuş,
O yol yokuştan yolmuş, Leylâ ki geçmeyecek.
***
Kadim bir mâtemin sırrına erip,
Sızlansa yüreğin, hep seveceksin.
Zifiri geceye mânâlar verip,
Aşkın zehrini bir gün içeceksin.
***
İster uzakta ol, istersen saklan
Mâtemli gecenin olur sabahı
Sensizlik acıydı aklımı aldı.
Şu çarpan kalbimin sensin segâhı
Elimde bu aşkın hicrânı kaldı.
***
İnsan düşer mi hiç elin diline?
Denizden mi çaldın, nereden aldın?
Bir sükût yuvası mavi gözlerin.
Geçmedin kapımdan, nerede kaldın?
Bir bahar havası mavi gözlerin.
Kaybolup giderim esrâr içinde,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!