Gökte eriyor gündüz, çırpınıyor uzaktan,
Dervişin ruhu bizi mistik âleme saldı.
Geceyi üstüne çek şu silinmiş ufuktan,
Geceler şu gündüzün aklını baştan aldı.
*
Aşk yarasından can veren dervişin nefesidir,
Nice Ademi alır bağrına kara toprak,
Efendim hatırına dönüyor yalan dünya.
Kımıldamaz habersiz kuru dalda bir yaprak,
Her âlem gibi yalan, Vallahi talan dünya.
*
Yokluğu hasret olur, yüreğinde bir yara,
Hem deyyusdur hem şarlatan,
Onlar ki kendini biliyor.
Belli! Irzı kırık anadan,
Tükürsen yüzüne, gülüyor.
Dinler ibnenin sedâsını,
Musalla taşında ben, sevdam oldu bilmece,
Kalbinde bana karşı merhamet duyamadım.
Cennetsi gözlerinde tünedim senelerce...
Yaşadım kahroldum da, ben sana doyamadım.
*
Ey efkâra bürünmüş gözleri gece kadın!
Seni anlatır şu sevdalı şiir;
Kimseler görmesin, sevmesin seni.
Ruhum gözlerinde kalsında esir,
Kör olsun ol âlem, bilmesin seni.
*
Yak ateşini yak, yansın derinden,
Ancak, gece olunca gölgenden kurtulursun.
Bir bakıver çehrene, neler neler görürsün.
Bir gül tadında ince, kara kaşa vurulursun,
Er muradına gönül, birgün sende ölürsün.
Sükuta erse ruhun bir gamzeli yanaktan,
Efkâra medet çalıp vurdum teline sazın
Yitirdim gençliğimi, bir heder oldu eyvâh!
Ağına düştüm yazık, usandıran bir nazın
Hasretine râm oldum; gözde fer soldu eyvâh!
Kaç geceye müptelâ dertli hicrânı saydım
Kimbilir derdine kimseler yanmaz
Hayat kısa yol dar, uzaklarda yâr.
Vefasızdır sevda, yâr bile anmaz.
Vuslat bende diyar, hasret bir duvar.
Ay'ın şavkından sana ne,
Ey inleyen garip felek.
Dönmüş zincirli deliye,
Vuslat hasretten bir dilek.
Karanlık dehlizde dibi,
Sürtük sokaklarında çirkin eğreti evler,
Eşiğinde yoksulluk anıları pek hazin.
Vuslatsız sinelerde bir gizli sevda bekler,
Esiri olmakda var bir çift kara gözlerin.
Sesler gelir her evden, cilveleşenler edalı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!