Bu varlık âleminde beşeri bir zerreyim
Mekana madde olan, ruhta sırrı sor bana.
Kâbe'ye göğüs geren safâ da merveyim
Şeytan'ı esir alan, gizli hâyr'ı sor bana.
***
Fıtratın her imâsı İmân'a bir dâvettir
Süründürdü aşk beni, cânımdan bîzâr etti.
Bir sevdanın uğruna hayatı mezar etti.
Çok sevdim nicesini, nicesi nazar etti.
Namus kadar sabırda, insanlığa servetti,
Olgunluk cehalete göğüs gerdi sabretti.
Nice garipler gördüm, can hâline şükretti.
Yüzümde yılların vurduğu pençe,
Alnıma koyduğun öpücük durur.
Beynimde zonklayan kara bir leke,
Her nereye gitsem derinden vurur.
**
Ömrümde görmedim bir sâde sükût,
Alemlerin meşkinde kalmadı zerre arzum;
İkramını isyana çevirmedim yâ Hüdâ...
Delilik girdabında cenk etmede bu ruhum,
Maksadım değil isyan, beriyim ondan haşâ.
*
Şu şirreti alemde bana huzuru okut;
Kaderde bir zerre olmak var ser'de,
Yanmaya gör, kişi düşermiş derd'e.
Katran gecelerin piştiği yerde,
Dindir ruhumdaki derd'i sultanım!
***
O gözler ki kara, ister elâdan
Çekerim yıllarca aşk sancısını,
Bir hüznün adıdır şu "İcâziye"
Göstermesin Allah hiç acısını,
Kara gözlü kızın, adı Sümeyye.
***
"Bağlarbaşı" yolu uzun, yokuştu,
Suna yolunda ceylan, o kaşları hilalden,
Sinesinde kaç ukte uyutmuş bilemezsin.
Allah Azze ve Celle, herşey o zül'Celâl'den,
Olur da sevsen bile asla söyleyemezsin.
*
Suyumbikem, kaşların kan veriyor kalbime.
Sâdâbât'ın şehrine nurlar yağdırdın sanki.
Kirpiklerin ok olmuş can veriyor hâlime...
Gözlerin cennetimde ruhuma değer belki.
"Ötüken" yurdunda yalın ayak sürüyen,
Çalındı hislerime sır her gece rüyâdan,
Ötelerden süzülen sanki alın yazımsın.
Gördüğüm kâbuslardan, uyanarak hülyâdan
Bir âhû ki incecik, sarılacak kadınsın.
***
Deli divâne gönül o gözlerine yanmış.
Diklenen bedbaht kula seslenir kara toprak;
"Çok hava atıyorsun, gelince görüşürüz"
Oyunla oynaştayız nefsimize taparak...
Sen ateş ol ben kibir; günahı bölüşürüz.
*
Her sabah bastığın şu kara toprakta misal;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!