Mevsimler değişti hayat bir zehir,
Viran oldu seni bekleyen şehir.
Saçtaki akları sayarken bir bir,
Bir ufuk sönüyor sevda dağında.
Dünya zindanında bir garip izler,
Bin özlemle kalbim nasıl çarpardı (?)
Alem şu mecnunun vardı farkına.
Gönlüm gözlerine çoktan tapardı,
Acılarım yeni girdi kırkına.
Bir ömür tükendi, saydım hicrânı,
Gel! Bir bahtı karalı,
Seni de biri sevdi.
Yol ırak, çok aralı,
Hem de pek iri sevdi.
Türkmen’im gelir Oğuz soyundan,
Gel iç sevdiğim gönül suyundan.
Nehir olayım, çek su kuyumdan,
Ben ki yanayım sana sevdiğim.
Hasretin kalbime oturmuş ayaz,
Geceler karanlık olur sevdiğim.
Ok olmuş kirpikler, sanki bana naz,
Bakışın bir silah, vurur sevdiğim.
Kapıldım hayatın sahte seline,
Kuşun kafesten uçması gibi
Sahrâ da gülün açması gibi
İlah’ın rahmet saçması gibi
Rüzgârın yeli bile rahmettir,
Vallahi sevmek bir ibâdettir.
***
Gözler ki sürükler kara sevdaya,
Sardı da şeytan'ın o nâr çiçeği.
Attı beni derin bir kör kuyuya,
Şeytanlar oynaşta, dost aşk meleği.
***
Derin dehlizdeyim, hisler karışık.
Bu dergâhta kurulur erenlerin sofrası,
Nefsi sükûta çekmiş, terk eylemiş israfı.
Horasan'ın âdâbı, pir-i, Ahi Evran’ı
Anmaya geldik bizler o şirin Kırşehir’de.
Cıncıklı Camisini, o yüksek kalesini,
Varsın kimseler seni bir an bile anmasın,
Ayrılık ateşinde sarsın ruhunu mâtem.
Ne bir bülbül ne serçe vuslatına konmasın,
Sevdaya gem vurdular, eyvâh! Artık bu son dem.
Gaipten ümmi bilge rüyana olsa peyda,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!