Geceyi ne ısıtır, hüsranı boğan nedir?
Mefkurem görünmeyen karanlıkta bir ışık.
Ölüm bir tık ötede, cehennem sensiz yerdir,
Say deliden divâne, hem serseri bir aşık.
Nezâket ehlinde türlü zerâfet,
Burada sevdalı yürek atarmış.
Edâya can fedâ, ince letâfet,
Güneş başka doğar, başka batarmış.
Gecenin efkarı ruhumu sardı,
Yüzdüm gözlerinde, öyle bir ânki
Rüya desem değil, katran geceydi.
Ruhum şu bedenden ayrıldı sanki
Ötelerden gizli bir bilmeceydi.
Uçtum Mak dağına, bir melek miydi?
Herkes kendinden bir acıyı bulur,
Bulurda her acı kalbinden vurur.
Söylesene hasret kime dokunur?
Bir akıl yor hele, sorda öyle gel.
Bin defa kırsanda yanık kalbimi,
Çiçek açmaz sahrâda, nice ıssız çöllerde;
Kervan geçmez bataklık, yalnız gurbet ellerde,
Biteviye kokusuz, bülbül ötmez göllerde,
Ruhların âleminden bir hülyâ gelir bana.
Saklayamam biçare bütün duygular fora;
Senden sır çıkmaz hani; yaralarım çok derin.
Sevdanın rıhtımında iskelem alabora,
Haydi koş seviyorsan, kalbimdir senin yerin.
*
Derdi dertli dinleyen gurbetin acı dili,
Istıraba düçar olacağız hep.
Huzuru ötede bulacağız hep.
Orada ebedi kalacağız hep.
Gel de perdeleri açıp gidelim.
Sürükler anılarım, durmaz gelir peşimden,
Şifa olsa balından yemem; istemiyorum.
Koparma beni benden, o hayâli eşimden,
Ondan başka halleri inan bilemiyorum.
*
Ey gözleri sürmeli, bakışları bir nâdan,
Şiir hecesinden bir ince Suna,
O gece gözleri içimde uyur.
Ruhum bin tutkuyla ulaşır o'na,
Rabbim sevdiğime sesimi duyur.
Seninle avundum bir sefâ diye,
Ben artık tersine akan bir selim,
Kırıldı dallarım büküldü belim,
Yokluğuna sustu lâl oldu dilim,
Can ateşe düştü gittin gideli.
Uzaktan da olsa duydun ya beni,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!