Nice Ademi alır bağrına kara toprak,
Bir yalan üstüne dönüyor dünya.
Kımıldamaz habersiz kuru dalda bir yaprak,
Her âlem gibi yalan, Vallahi talan dünya.
Gözlerin ister yeşil olsun isterse kara,
Ben ki garip ellerde çalınmayan bir sazdım.
Gönlümün efkârına kalpsiz belâya yazdım.
Sen kurtar beni Ya-Râb bu tılsımlı girdaptan,
Damarlarıma sinmiş gözü elâya yazdım.
...
Sitemkâr etti hayat, düştüm zâlim eline.
Dudakları alevden, gözleri kara kadın,
Merhametsiz, vicdansız, sözleri yara kadın,
Bir volkan patlaması, içimde nâra kadın,
Unutulmuş mâzinin gizli bir yarasıydın.
***
Beni hep muhtaç ettin can veren nefesine
Sevmek de neymiş bildim; şu yüregim kanarken,
Gözlerin hasretine deli Mecnun'a döndüm.
Alevden hicrân sardı yine seni anarken,
Teselli kâr etmedi, seni mâziye gömdüm.
*
Bir gizemli vuslatmış düşlerimde gördüğüm,
Ben ki aşkı bilmezdim, sen öğrettin ey perî!
Gezdim o gözlerinin karanlık âleminde.
Yanarken hasretinden, çek al beni derinden...
Meşkle an zaman zaman, ağla aşk mâteminde.
**
Gönlümce sevdim seni feleğe çatmak için,
Ayrılık kazınmış alnıma mâdem,
Yazgımızı yazan mevlâdır elbet.
Dokunur kalbime inceden mâtem,
Yazılmış kadere, haktın ey gurbet.
*
Uzak diyarlar da çiçekler açmış,
Çile dergahında bir Adem-i kul,
Ben şefâta muhtaç sense bir okul.
Açılır gözlerde gizlenen perde...
Arayan hep benim, sense heryerde.
*
Dil verdin, el verdin garip kuluna,
Beş Haziran günü, alaca şafak,
Kin kustu kahpeler kara zindanda.
O yağlı ilmiği taktı da nifâk,
Hakk’a yürüdü can Halil Esendağ.
*
Yağmurların hafif çiselediği,
Firdevs Cennetinden mi düştüm bu cehenneme?
Binbir yolcuya bir han, ben cihana yolmuşum.
Hangi ışık vurur ki şu zifiri geceme ?
Yollarımda hep yokuş, idrak etmez olmuşum.
..
Gülmedim dünya denen Cehenneme düşeli;
Issız geceye düştü tarifsiz derin sancı,
Yol arkadaşı oldu iki garip yabancı.
Katran dökmüş geceye milyon kereler vedâ...
Bedene sinmiş ezâ, "selam" dedi bir hancı.
****
Muhabbet sedâsını deşerek gözleriyle,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!