Beyhûde çaresi yok, her dem ne yaz ne kışın
Eyvâh! Telleri bozuk bir perdeden çalmısım.
Yıllar öncesi kara gözlü sevdiğim kızın
Vâhlar olsun bana ki hep âhını almışım.
***
Bir teselliye muhtaç, içip şehvet suyundan
Yâr'dan bûse almadan esen gönlüm avâre,
Yakandı bu ruhumu arzu duyan dudaklar.
Dalar gibi derinden mâzideki hayâle,
Ruhumsa bu gönlümü bir çıkmazda kucaklar.
***
Terk ederek bedeni, sessiz kendi hâlinde,
Ne istersen var burda, o âlemi ara bul!
Ağyar olmuş Fatih’e o nazlı kız İstanbul.
Yine yürür gemiler, bayrak olur ordumuz.
Bilmeyiz nâ'mahremi, pâyidardır yurdumuz.
Seyreyle o tarihi, Çamlıca'ya çıkta bak!
Dilleri baldan tatlı sevse bir sırma saçlı,
Ruhum ateşte yansa, rüzgârlara "es" demem.
Ey gözleri bir âhû, günahımsın hem suçlu,
Çeksen de cehennemden cennetine, istemem!
***
Milyon kere kurtarsan karmaşık tuzaklardan,
Kapıldım bir inceye,
Sev, böyle seveceksen.
Dertler düşer geceye,
Gönlüme ereceksen.
*
Kanmam dünya malına,
Giz dolu gözlerimin istersen ferini al,
Yollarını kaybeden aşkın fırtınası ol.
Sığındığım limandan dertler sahrâsına sal,
Hazân olmuş ruhumun sen ki maskarası ol.
..
Sen kayıplarım ol da bu varlık günlerime,
Kaşların karasına
Al beni arasına
Sarsana arasıra
Kara gözlü sevdiğim.
**
Kulakları küpeli
Kalbim sende kaldı, zormuş çağırmak;
Kendine iyi bak, dönmeyeceğim.
Zoruma gidiyor senden ayrılmak,
Yemin ettim artık sevmeyeceğim.
**
Her kadehi yudum yudum içerken,
Köy kokan türküyü söyleyen beste,
Daldaki bülbülün verdiği seste,
Yürüdü kervanlar, sessiz aheste;
Geçti gece gözlü esmer bir kadın,
Su verdi kervana saklı elinden,
Soruversem: "kadın, nedir ki adın"?
Şu gökte bir tutamlık arşı,
Felek tutup elediğinde,
Bir Kurt uludu ay’a karşı,
Kimsesiz bir dağ eteğinde.
Gecede zifiri mavilik,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!