Çağımızda aşk,
teslim olmuş yüreklerde tutsak edilmiştir.
Bu sebeple insanların çektiği aşk acısı değil,
aşkın acısıdır.
Sonbahar gitmekle kalmak arasında,
sokakta bir kadın,
saçındaki tarakla
gökyüzünü saçına bağlıyor.
İçimdeki ses:
"Adımları hızlı at,
Seni içime sığdırabildiğim kadar büyüktüm.
Olup biteni anladıkça seni anlatabiliyordum.
Bir bağlantısallıktı aşk;
Sevgimi yaratan sen,
Ve ancak senle var olabilen ben.
bahar gelmiş balam benim
gözlerinin rengini giyiniyor asmalar
ellerin dut yaprağı
yanakların turunç kokar
göğsün bereketli
ah bilmez miyim
O zaman gökyüzü
belki daha mavi değildi,
ama bakışların
daha yakındı bana.
Bu yüzden,
eski bir hayalim hâlâ durur
Barış; şehirleri fethedenlerin adının tarih kitaplarında lanetle anılması, işgalcilerin ayak izlerinin tüm coğrafyalardan bir bir silinmesidir.
İnsanın yalnızca bilen değil, bilgiyle seçebilen hâlidir barış; bilgiyi beyninde, sevdayı yüreğinde yerli yerine oturtabilmesidir.
Barış; insanın kahramanlık taslamadan, yalnızca insan olmakla yetinmesi, ölümü değil, sevgiyi yüceltmesidir.
Şeytan diyor ki:
Git, sevgini onun boş yüreğine dök.
Anlasın sevgi neymiş;
yokluğu ne kadar ağır
ve ne kadar yer kaplıyor
sevenin yüreğinde.
kurulmuş saatli bir bombada
yelkovanın peşi sıra
bir akrep umursamazlığıyla
ayrılığa koşan bu yaşamda
ayrılmak neye yarar
kavuşmak neye




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!