Issız bir şehir bıraktım ardımda,
Bütün dostlukları,
Bütün güzellikleri
Sahilinin kumsalına gömdüğüm.
Şimdi benim gözümde,
Hem çıplak, hem ağlayarak geldim,
Üstüne popoya bir tokat,
Haliyle daha ilk günden isyan,
Adımız oldu isyankar mahlukat.
Ne yerde, ne gökteyim,
Kimse bir şey söylemesin,
İzahata gerek yoktur.
Ismarlama olmaz aşklar.
Bir gemi değil ki,
Çekip bir limana,
Soluklanasın.
Biz bilmeyiz bu alemi,
Aklımızda pek bir şeye ermez.
Karşımıza dikseler cümle alimi
Bizim dilimize tercüman gerekmez.
Önce ölçer, biçer, tartarız,
Çok kara kışlar gördüm ben,
Her defasında erdim bahara,
Zaman geçmeye mahkumdur,
Kar etmez çomak sokmak tekere.
Biter elbet şu çilekeş günlerim,
Akşama kilit vurma kapının üstüne,
Yolum sana çıkabilir er geç,
Uykun gelirse de, fazla direnme,
Bana salondaki kanepeyi aç,
En güzel geceliğini giymesen de olur,
İnsanoğlu ne garip varlıksın böyle,
Kimi zaman telaşlı, kimi zaman durgun,
Öyle merakta kaldım ki bana da söyle,
Kimin nasibidir, kimliği meçhul bu vurgun?
Kiminiz küskündür hayata, yüreği dar,
Boş yere besleme umutlarını,
O umutları yıkar geçerim,
Çek üzerimden bakışlarını,
O gözlerini, dağlar kör ederim.
Ayağıma dolanma, ezer çiğnerim,
O evde hep bir eksik vardı,
Kiminin içinde yara,
Kimi hiçbir şey bilmesede,
Gün ola harman ola,
Birileri suskun,
Kırıklarım çok erken yaşlarda başladı.
Önce elim, ayağım ile yoklama çekti.
Merhaba deyip, başını omzuma yasladı.
Ara sıra notlarımda ortaya çıktı.
Anam bir bir kırıklarımı sardı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!