Derde beni, derde beni,
Yar yine düşürdü derde beni,
Geçmiş halayın başına,
Çiğneyip geçti yerde beni,
Bitti deyip, düğüne derneğe gitmiş,
Derdim boyumu aşmış olsun,
Yüreğim özlemle dolup taşmış olsun,
Başım sağ omzuma düşmüş olsun,
Gel ki, çarem sende diyebileyim,
Saçlarım parmaklarımla tarandığında,
Dua etmeyi bıraktım Tanrı’ya,
Ellerim hep boş döndüm huzurdan.
Meraklarımı sakladım büyük sorguya.
Medet ummuyorum gönderilecek Hızır’dan.
Delemedik yedi kat gök semayı,
İçimde bir dünya kurdum.
Dağları da benim, denizi de ben.
Toprağını hayallerimle kavurdum,
Gülü de benim, dikeni de ben.
Şu alemden üç beş kişi aldım içine,
Sevda bir cehennem ateşi,
İçine düşmeye gör,
Seni yiyip bitirmektir işi,
Eline düşmeye gör,
Nehir olur boğar seni,
Zenginliğimiz kağıtlara sarılmadı ki; yansın, ıslansın,
Gönüllere taht kurup, sarayları; avuçlarımıza aldık,
Varsın sevmeyenimizde olsun, bizi; kusurlu bilsin,
Nazar boncuğu sayarız, madalyamızı; mütevazilikten aldık.
Bize yeter o, bir elin parmakları, kalabalıklar; şaşar kalır,
İçimde öyle bir sır var ki,
Dillere destan olacak,
İçimde öyle bir sevgi var ki,
Sevgi ışıklarını açacak.
İçimde öyle bir umut var ki,
Çocukken oynadığım bilyelere,
Saçımı okşayan tonton dedelere,
Gelecek korkusu yaşamadığım o günlere,
Elveda demek zorundayım delikanlı.
İnsanlara yaptığım şaşkın bakışlara,
Gittikçe erbap olacağı yerde,
Neden takılır kalır ellerim,
Dizeleri döktürmek bir yana,
Hal hatır soramaz oldu dillerim,
Üstün körü karalardım her halimi,
Etme şeytan, çekil kulağımın dibinden,
Artık beni, sen bile kandıramazsın,
Senin fısıltını da çok dinlemiştim önceden,
Kulak zarıma yapışıp, ezan okusan duyuramazsın.
Her yanımı hazırlamışım büyük savaşa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!