Erdemli özlemlerin acısı
Hüzünleri okyanus gibi sarar
Evreni dolduracak ilhamlı sevgi
Bir ışık parçasını taşır yüreklerde.
Yolcuya yol sorulmaz
İlhamlı akşamlarda tangosu denizlerin
Tezgâhına kurulur alazlanır havası
Kumsalların şerbeti yutkunur genizlerin
Müebbet mahkûmuyum gözlerinin davası
Kilitli radarına kelepçeli dillerim
Yüreğime saplandı kahırlı hançer
Çaresizliğin damlacıkları kazıdı toprağı
Gözlerinden sanki çivi
Toprağa sıvanmıştı nem.
Ağladıkça, ağladıkça, ağladıkça…
Acılar tutar mı,
Kafdağı sırrına dil midir güman
Turnam semah döner gökler ecedir
Zümrüdüanka’ya dost gülü aman
Meşki mühür haktan gönlü yücedir.
Coşkusu sazların duadır teli
Can bedenden ayrılınca
Kavuşunca toprağa
Ey yalnız eşsiz ruhum
Hoş sedalar yayıyormuş
Dilberin dili
Güzel şarkılarını ballandırıyormuş
Müflis bezirgânın eski defterleri karıştırdığı gibi
Harmanlıyorum geçmişi anılarımı
Tozlu sokağında turlarken arşivlerin
Sunuyorum hatıralara saygımı
Gömüyorum... Ruhuna ’’El Fatiha’’
Bu dünya benim değil!
Tatlı tinsel düşleriyle gezen şair…
Düşürdüğünde kalemi yere
Fısıldayarak kulaktan kulağa heceler
Saçıldı yükselerek göğe.
Lirik yıldızlardan rengine bulut
Kuduz bir it dolaşıyor tasmasından boşanmış
Akıtıyor salyalarını saçıyor uluorta
Kirletiyor çürümüş beyinli ir toprağı
Murdar leş kokusu nefessiz bırakmakta adeta.
Perişan gökyüzüne bulut, buluta nem gerek
Öğüttüm düşünceyi boğulurum hıncında
yazılmış şahı ferman hak katı darağacım
evhama düşenlerin şafağının tuncunda
sancılı dolunayım yirmi beşlik tat acım
pir sultanın yoludur uludur düşlerimiz
Güzlerini sermiş ağlayan dilber
Kar yağmış saçların göze nem gerek
Rengine kararmış tararsın ezber
Desem ki meleğim aynam nem sürek
Aşkın budalası meyledip yanmış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!