Üşüdüğüm andır ayaz geceler garip
Bir pencere kenarı ıssızlığında
Bezgin yorgunluğum düşmüşse dillere
Istıraplardayım
Bakışların gelirdi dile! Anlatırdı ya hani
Dünya çilesini içmiş ey ana
Tanrı şahit buna güzler utansın
Hile düşünceler nazarlık sana
Yasını tutmayan buzlar utansın.
Beşeri âlemde ala atamsın
Kapanırsa geceler sensizliği nedeyim
Adın çarpar duvara İksirinde yüreğim
Kurulur dev kazanlar ruhum alıp gideyim
Yanmak uğrundaysa aşk yâr aşkına gereğim.
Hasret rüzgârıyla kulaklarım çınlıyor
Aşkın meyhanesi serdim postumu
Kabe’si niyazım atar gözlerin
Dara düşmüş gönül sorma dostumu
Gülü dikeniyle batar gözlerin
Yordum mazileri gezdim elleri
Bulutlardan ıslanır gözyaşında yaslanır
Sabahımın tanısın uyanışım bayrağım
Karılmış mayamızdan umudumuz beslenir
Nefesimin anısın sevincimsin bayrağım.
Kükreyen aslanların heybetinde gör beni
İnsanım diyerek gezen
Gafilin haline vah vah
Düşüncesi beyin ezen
Sefilin ilmine vah vah
Közlü düşmez aşkı narı
Ilgıt ılgıt eser bir seher yeli
Düşürür düşlerime yâr nazlı gülü
Eritir özlemle teni
Vadilerine uzanmış serpilmiş
Dört mevsim sımsıcak güneşi.
Olmalı güzel düşleri insanın
Bakışlara yansımalı aşk
Sormalı kendine, aynalara
Var mı, güzel bakan gözlerin?
Ay doğar sabaha aydınlanır gün
Seyranı bağların hayranın olur
Bal kaynat bülbüle gülbankların sun
Çiçeklenir düşün bayramın olur.
Dost dosta darılsa kurulur zaman
Ayrılığın tohumları
Ektin canımı yakıyor
Diken çakıl salkımları
Acıma rengin katıyor
Dindirmiyorsa yaramı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!