Cennet meyvesinin tadına banıp
Cehennem narına közüne yandım
Hamdım piştim oldum derdini anıp
Hasret rüzgârların sevdası şandım.
Yarabbi düşürme mihneti kula
Selam durmuş evren hilal bayrağa
O bayrak ki alkan damardaki su
Banmak için yıldız kuşlar kuyruğa
Kutlu ocağına şanlı ordusu.
Eser özgürlüğün rüzgârın şanı
Hançerdir sözlerin saplarken meşkle
Dökülen nağmeler diller sancılı
Konamazsın layık tahtıma aşkla
Ruhumda coşmayan seller sancılı
Değmeyecekti hiç ayazın ahir
Ey şanlı ordunun şanlı Mehmet’i
Destanların yurdu asil neferi
Mavi göklerin ruhudur özgürlüğün
Dalgalandıkça al yıldızla parlayan
Elmaslı incisi kutlu sancağım
Metehan’dan miras peygamber ocağım.
Sen ey kara sevdalı şapşal şair
Belli ki alev alev yangınlardasın
Buna nasıl dayansın yürek
Söndürmeyecek ise bu yangınları
Küllüm yanacaksın demek.
Hızlı akmış zaman değişmez tadım
Fidanım boy vermiş yıldızlara al
Göklere çizdiğim kalbîm ay adın
Derman öpücüğü gözlerime sal
Hasret çeker göçü turnalar uçar
Yağlı kurşunlara gelmişçesine
Ağır dan da ağır yaralısın sen
Bal petek arıya gülmüşçesine
Tufanlı sevdaya karalısın sen
Doğdun gölgesinde ay ışığının
Kör kurşunlarına gelmişçesine
Ağır dan da ağır yaralısın sen
Solan gözde güller elmişçesine
İyileşmez yaran sevdalısın sen
Doğdun gecesine ay ışığıydın
Sazım düzenine gördüğüm çare
Mızrap tutan ele sözün gerekir
Sorgusuz sualsiz çekersin dara
Sırrın tutan tele nazın gerekir
Gam yükü bulutlar yağmurun yaşı
Sabreyle sabahım güneş doğacak
Kaf dağına Anka kuşun olmalı
Aynalı beşiğe nasıl sığacak
Görkemli umudun düşün olmalı.
Aşkımın sıratı sevdiğim kadın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!