Kulakları yamalıdır duymaz
Doğuştan ama bakar
Karadır karaladıkları kirli yüreği
Gözleri demir perde
Pas tutmuş damarlar
Uyurgezer ruh hali
Sisler bulvarı dünyamız
sefihlikleriyle dolaşan ruhlar savaş halinde
güç gösterisinde yarışıyor
atılıyor naralar.
pusulasız limanlar yolcularda pür telaş
Atını mahmuzlayarak dörtnala giden ey yolcu
Dur gitme!
Ateş çemberidir ilerisi, kentler harabe örendir
Gitme çiğneme garip toprakları
Kırık fidanları.
Şiirlere tadın katan ey dilber
Düşerim yâdına gitme ne olur
Közünü düşüme atan ey dilber
Duçarım oduna gitme ne olur
Gidersen bağların gülleri açmaz
Sen benim için koca dev bir çınardın
Gölgende büyüdüm, güvende yaşadım
Dünyadan göçüp de gittiğin o günden,
Sonrası hüzün, kırılmıştır kanadım
Matemi yalnızlığım düşlerim seni
Dostlar eleştirilmez hiçbir güç asla değil!
Yapılan güzel işi alkışlayarak eğil
Devlet yönetmek olmaz tek kişi kasla değil
Kişinin ayinesi iştir lafa bakılmaz
Devletimiz babamız öte deyip hor bakmaz
Güneş ki zaman gibi
Renginden derin gökler
Alevin kızıllığı
Ölümsüzdür hüzünler
Kıyılarında matemin
Örgüsü gökkuşağım.
Ah bilseydin ummanlarda yüzdüğümü
Teklif etmez, çağırmazdın sığ sulara.
İltifatı hoş, boş laflar etmemek,
Yakışırdı gülüm, inan ki dostlara.
Arama; sorma artık, o eski mazilerde adım.
Doğum günü yıl dönümü
Dost bildiklerim gönlümü
Kutlayarak bu günümü
Hoş tutarlar çok sevince
Sağ olsun dostlar sağ olsun
Yağmurlara bulut selden ırgatım
Akmam arzuların sığınağına
Serin bahçelermiş gülden gurbetim
Yüzsem okyanusta düşmem ağına.
Sofinin sabrıdır dil de duası
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!