Zümrüd-ü ankam,pamuğum
Cici kuşum,can kuşum
Ak kuşum,akça kuşum…
Seni dar bir kafesten çıkarıp
Salmıştım genişçe bir odaya
Biraz uç, sevin,mutlu diye
Bastığın o merdivenlerin
Hayali bile ağlatıyor beni
Sevinçlerle doluyor ruhum
Bir kerecik görsem gölgeni.
Unuttukça haylinin gölgesi
Ey insanlığın baş düşmanı yüz karası hain!
Suçsuz,günahsız dilsiz,sevimli hayvanlardan
Hayat kaynağı güzelim ,canım ormanlardan
İşinde gücünde insanlardan ne istedin?
Vurunca gölgesi pencereme Ay’ın
Ne de hoş oluyor kokusu çayın.
Bir de ilkbahar mevsimi ise gün
Paha biçilmez keyfine bu ömrün
Dinlendirir ruhumu suyun sesi
Kestiler şırıl şırıl akan suy(u)mu,
Ah Yusuf gibi kazdılar kuyumu!
Susus bırakıp göl gibi kıyımı,
Yaktılar cayır cayır,cayır cayır!
Bir uzay aracım olsa,
Gitsem aya,yıldızlara…
Dost olsam yıldızlarla,
Akraba olsam Ay’la.
İki yüzlülere kalsa bu dünya,
Bitse bu cefa…
Kapanmaz deli rüzgârın
Yüreğimde açtığı yarıklar.
Bir saldırı bir bekçinin elinde eriyip gitti
İkinci saldırı hastanede bitti.
Gizleyemedi ceketimdeki kan lekelerini
İlk cemre yüreğime düştü benim
Ve geldi gönlüme bahar,
Biraz sert esse de rüzgâr,
İkinci, üçüncü cemreyi beklemeyeceğim
Ve seni hep seveceğim güzelim.
Selam sana aşk çiçeklerinin efendisi
Selam sana sevgi çiçeklerinin sultânı
Sen ihtiyarlayan zamanın son ikindisi
Sen ki âhir akşam kızıllığının son ânı.
Şehidimin yanakları al aldı
Şimdi resimlerde gülümseyen bir yüzü ;
Kar üstünde izi,
Çamurlu postalları,
Gözü yaşlı bir anası,
Sevdikleri,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!