Yüzüncü yıldan selam sana ey şanlı hilal!
Dikti seni en yücelere Mustafa Kemal,
Edemez hiç kimse seni indirmeyi hayal,
Senindir cumhuriyet,senindir istikbal.
Mevla’m tâ ezelden aziz kılmış bu milleti,
Bu millet,tarihinde tatmamış esareti.
Tarih sayfalarına nakşetmiş hürriyeti,
Hürriyet aşkına kurdu bu cumhuriyeti.
Güneş bir ülke olsaydı
Başkenti sen olurdun Antalya’m
Senden kısa süreliğine bile ayrılsam
Kalbimi Yivli Minare’nin duvarına
Çiviler de çıkarım .
Bir milletin hiç şairi olmasa
Çağlarca
Tek başına yeter
Farklı özellikte çok şair
Dağlarca.
Zirvende buz gibi sular kaynaşır,
Aklı karalı sunalar oynaşır,
Ah âşık bülbül gül ile söyleşir,
Başı dumanlı yüce dağlar hey!
Günler,aylar,yıllar,mevsimler geçti
Daha bekleyeyim mi yâr ben seni?
Allı turnam gölünden suyun içti
Daha bekleyeyim mi yâr ben seni?
Gün doğar,derya buharlaşıp sır olur,
Bir damlada anlatır deryayı yağmur.
Her damlada binlerce gizli sır vardır,
Her sırda binlerce gizli asır vardır.
O gün yüküm ağırdı dağlar kadar
Hüzün taşıdı bulutlara gözüm
Uzun geldi o gece çağlar kadar
Çığ düştü hayallerime o gece
Ağladı ölü kalbim sağlar kadar.
Nice mevsimler gelip geçti,
Yine gelip geçecek.
Baharla birlikte
Ortalığa dökülecek börtü böcek
Ve kıyamete dek böyle sürüp gidecek.
Hiç ağaç olur mu demeyin taçsız yapraksız,
Domates bile yetişiyor tozsuz topraksız.
Ş’ir yazılır mı demeyin ölçüsüz uyaksız,
Yazdım ben güzel oldu,hem de çok güzel oldu,
Hem kafiyesiz, hem ölçüsüz, hem de duraksız.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!