şah damarımda kuşbakışı hasretinleyim evcil
nehir eminliği gibi akarsın içimde dursuz duraksız
unumu eledim eteğimi astım işim sana kalmış bir
ağır tempoda bakmak lazım göğe zaman azaldı çün
dilimiz aynı kaçan göçen ben gibi bakımlı sevgi bir bakıma
bildiğim bilgi bu yalnızca hırssız kırmasız ancak hoşlanmak
çığlar erir tedirginliğinde
bir öğle vaktinin sana bakmalı şaşkın intiharı
eylüle yakın bir ağustos nedense
ömür müzmin bir yalnızlık
gözlerim bakışlarının öksüzü
adımın anlamı
bıraktım güzelliğini
inanmadığında bakışlarıma
oysa korkaktım bir kendime
yalanlarına şunun bunun
yakıştıramadık kendimize bir türlü
birbirimize yani sevişmeyi
gün batımının ardındaki ekmek kokusu
gelmeyecek olanı beklemenin saç ağartısı bu
rengi ara yerde kalınca bakışlarımın
tepeden tırnağa sen oluyorum bilsen
senden başka herkeste yerde ve şeyde
kendimi yok ediyorum
makamsız bir şarkı gibi acı çekmek
kendinden nefret eden
aynalara küskün
acı çekmek
ekmek arası cennet düşleri
şimdi kadim mağrurluktu soysuzlaşan renklerin
birbirine karışması /sinik/ buysa mağrurluk
derdin ya ayrılık zenginliğimiz en büyük bizim
aşk bir ormansa yangınlardan çıkmış
biz savruluşuyduk küllerinin
ayrılık vuruluşuysa bir kısrağın
tir tir titrerken şuh dalgaları akdenizin
ayaklarımı yakan kumsal kumlarının kabullenmiş rahatlığında
kıtlığını duyumsuyorum
ellerinin beklemiş su kokusunun...
ah bu sonsuz iyot esintileriyle
tarihe not düştüm gözlerini
anılara seninle bakmak için
zakkumlar ilk açtığı anda
napoliten bir bir huzurla
kendi havalarındayken kırlangıçlar
not düştüm gözlerini ömrüme
sil baştansın işte
ölüşünle yaktın yarattın kendini
soğuk
ayak diremek
anlamsız
belleğimizde kuş kırıntıları
bu sabah her sabahtan daha güzel
ister gözlüğünü çıkar ister kal olduğun gibi
ama bak mutlaka yüzüme
güzelliğinle aydınlansın yüzüm
hiçbir anını kaçırmak istemem bakışının
bilirim




-
Öztürk Acun
Tüm YorumlarBravo öğretmenim. Başarılar diliyorum. Bir perde açılır biri kapanır.