sabahları çaydanlığın ı ocağa koyduktan sonra
mutfak penceremden denizi izlemek
hatta limanda demirleyen onlarca gemiyi sahiplenmek en sevdiğim eğlence şimdi
akşam olup ay doğunca sarın saçları dalgalanır denizdeki mavi çarşaf üstünde ne muhteşemdir o manzara, gümüş bir tepsi gibi ağır ağır yükselir açıklarda
Odaklandım bir resme, günlerdir böyle
Bir ışık, ya da bir ses olsa, belki bir anlam bulacak
Neredeyim kaç gündür, buranın adresi ne
Olmuyor… Kelimeler bir araya gelmiyor
Tut ki geldi ne anlatacağım, nasıl anlatacağım derdimi
Nilüferleri okşayan rüzgar
Söğüt dallarında şarkılar
Kimin eseri bu güzel hayat
Yıldızlar uçuşur mutluluktan
“Ay” en çok hangi mevsimde parlar
tam unuttu derken
ikide bir kapımı çalmayı
erken sevinmişim, yine boş bırakmadın
ne cam koydun parmak basılmadık
ne balkonda adım atacak yer
Kahreden bekleyişlerin ardından
Güneş ister doğsun
İster doğmasın ne çıkar
Kırılmışsa kanatlar
Yok olmuşsa umutlar
Konuşmalıyım seninle
yerine göre sevgiyle
fırtınaya tutulmuş
bir gemi gibi alabora
yerine göre
sen yanımda olacaktın ben en sevdiğin
türküleri mırıldanacaktım yaslanıp göğsüne
kalp ameliyatından nişane
izlerini okşayacaktım korka korka
Dinle sana bir sözüm var
Gel yanıma hele kardeş
Uzaktan geldim yorgunum
Girme halden hale kardeş
Şikâyetin attığım taş
epeydir uğrayamadım sana, darılma olur mu
kendimi savunmayacağım
mazeretler de icat etmeyeceğim
neden gelmediğimi sen biliyorsun işte
dinler misin beni anne
Anlatacaklarım öyle çoktu ki
Yağmur mevsiminde ıslanmayı
Saçlarımızdan yüzümüze akan mutluluğu
Sıcacık ellerinle, ellerimi tutuşunu
Ve hiç bırakmamacasına yüreğimi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!