Evimize gittim baba
Keşke gitmeseydim, içim yandı
Nasıl desem sana
Üzmeden nasıl anlatsam bilmem ki
Yanmış baba, evimiz yanmış
bahar gelmiş olsa da
bendeki ayaza nispet
uzun sürecek gibi
sevinç içinde bütün tabiat
boşuna mı
desem ki;
bir zamanlar
aklıma düştüğünde
yüreğim deli gibi çarpar
bir an bile aklımdan
çıkmazdın...
pencereme düşünce
ve denize sarılırken ay
müzmin bir tembelin
çevikliğiyle doğrulurken
uzandığım kanepeden
içime dolardı bütün ışıklar
Bu gün uzun-uzun seni anlattım bana
Bakamadığım gözlerini
Bir kerecik göz göze gelsek
Biliyordum gözlerimdeki boşluğu göreceğini
Başım öne eğik duruşum işte bu yüzdendi.
hava sisli de olsa
yoktu bir önemi
malta erikleri hala
çiçek telaşındaydı
umursamıyorlardı
arıların sesini
“Dün akşam inerken merdivenlerden, ayaklarım birbirine dolaşıp
tökezledim birden, bazen koşar adım yürüsek de, yerimizde sayarız
çoğu zaman”
Bu gün sana beni anlatacağım, ne iyi ettin kapıyı kapatmakla
ardıma bakmamayı öğrettin böylece. Düşünmüyorum şimdi
Ne zamandır böylesin, hiç düşündün mü
Yıldızların göz kırpmalarını, güllerin gülüşünü
Sevginin sıcaklığını ve aşkın hüznünü
En son ne zaman yaşadın
Hiç dilek tuttun mu, seher yıldızına bakıp
bu gün yine senin özleminle dolup taşıyorum
engel olmaya çalıştıkça daha bir coşuyor gözpınarlarım engel olamıyorum
yattığın kanepeye oturup, kokunu
sıcaklığını, seni aradım yoktun
sensizliği bir türlü kabullenemedim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!