Nazım'ın milyonda biri kadar güzel yazabilseydim sana olan tutkumu
ben acemi, sen fidan olmazdın
değil mi
yolumu gözleseydin
bu satırları yazmıyor
şu an ağlamıyor olacaktım
evimize uçarak gelecek
kasımpatıların en heyecanlı günleri başladı
İlk kez aşık olmak gibi
yağmur damlaları düşerken goncalarına
kuzeyden esen hafif rüzgarla
salınıyorlar işveyle nazla
her akşamüstü kararırken sular
gölün camgöbeği rengi gözleri
hüzünle bakıyor Toros dağlarına
şımarık bir rüzgar yalarken
ellerinden tanırım seni, nasır tutmuş ellerinden
saçlarından bir de, oldum olası ak saçlarından
kokundan anlarım kapıdan girenin sen olduğunu
tütünle karışık, ter kokundan
sesinden tanırım seni, otoriter sesinden
tam unuttu derken
ikide bir kapımı çalmayı
erken sevinmişim, yine boş bırakmadın
ne cam koydun parmak basılmadık
ne balkonda adım atacak yer
kolay mı sanıyorsun
güzelliğine şiir söylemek
kördüğüm oldu seni görünce
dün yolda yürürken birine rastladım
ayak numarasını sığdırmaya çalışıyordu
kaldırım taşlarına
dubaların etrafında döne döne yürüyordu
ilk kez serçelere kızdım
İlk kez duymazdan geldim seslerini
İlk kez kıskandım yuvalarına dönüşlerini
Ve ilk kez bulutlandı gözlerim
dünyanın yükünü kaldırmaya çalışmaktan
sırtı kamburlaştıkça boyu kısalan annem
ne çok özletirdin kendini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!