“seni beklerken ben, dururdu akrep, dururdu yelkovan
saksıdaki çiçekler açmak için hep yolunu gözler
kuşlar, en güzel şarkılarını senin için saklar
güneş, gülümsemek için gözlerini beklerdi”
ne çık git kampanasıydı yaşamımızda çalan
uçsuz bucaksız evrenin
mor dağlardaki çiçeğin
uçurumda gelinciğin
adı deniz olsun
eşin dostun kardeşin
gözlerim tararken bütün doğayı
her alacakaranlık çöktüğünde
sesine doğru yalınayak koştuğum
demek sendin
yoksa yayla çiçeklerinin incisimisin
bu gün tarih dokuzmayısikibinyirmibir
sen gittiğinde ise üçmartikibinyediydi
ben kırkyedi yaşında senin küçük kızındım
yadsımadığım sesler süzülür
kulağımdan yüreğime her akşam
bir an kıskançlık duyar gibi olsam da
onlar almadı ki sevdiklerimi derim
sabah gözlerimi açar açmaz
ilk mutfak penceremdeki
menekşelerime koşarım
dün topraklarını değiştirdim
birer de saksı uydurdum gazoz şişelerinden
biraz sevimsiz oldular ama olsun
bunlar senin düşündüğün türden değiller
bir tek görüntüleri güzel
hiç tutarmı senin menekşelerinin yerini
Dün şaşırttın beni, insan bu kadar güzel kokar mı
Hem çok güzel, hem eğlenceli hem de gülünçsün
mevsim kış
başlarını güneşe çevirip
tüm olumsuzluklara inat
kardelenler bu mevsimde açar
o siyah beyaz fotoğraftaki yumurcak
işte o küçük adam var ya
görür görmez aşık olmuştum ona
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!