hani sabah esintileri gibi ilkbaharın
hani büyülü seslerini dinler gibi kumruların
hani bir çiy damlası düşerken daldan yaprağa
hani süzülürken bir damla yaş
göz pınarlarından yanağına
yokluğunla konuşmak
eskiden de böyle miydim
cam kenarında durup
içimdeki gurbete göç ederken
buz tutarmıydı ellerim
gözlerim uzaklara dalmış ve uyumakla uyanıklık arasında seni düşünürken
yıllarca içimde biriktirdiklerimi anlatmak için her şey tam kıvama geldiği an
bütün sihri bozan sayısız kanat sesiydi
yazacaklarımı tek, tek not almışken aklımın bir köşesinde, hepsinin uçup gitmesine bu kuş sürüsü sebepti
galiba ilk tümce "özledim" le başlıyordu ve devamını "seviyordum seni" tamamlıyordu ki; seviyordum tabiki
evimin bahçesinde bir çeşme olsun
yanında bir söğüt
kurnasından şırıl şırıl akan su
konup kalkan kuşlar olsun
evimin bahçesinde bir çeşme olsun
mevsim tanımazlığını yaşayanlar bilse de
en çok ben yaşadım seninle
istisna dışı bir görev dense yeriydi belkide
kirazım, alın terim, akça çiçeklim
hüzünlü bakıyorsun bana neden
sabret biraz
göç vaktidir yörüklerin belloldu
acep nere konar göçer sevdiğim
püren yaprak döker, köknar yeşerir
evvel çok severken şimdi elloldu
şimdi kapa gözlerini
ve karada bütün ışıkların
sönmüş olduğunu hayal et
bekle ay'ın doğmasını
hafızamdan hiç gitmeyen sazlık
ve kurumuş yapraklarla koyun koyuna yatan yarısı kahve rengine dönmüş
gülen ayva
ne zaman çocukluğumu düşünsem
ekinin başağına konmaya çalışan
serçeye ne demeli bilmemki
taşıyamayacağını bile bile incecik boynu
yerlere kadar eğilir, kaldıramaz bu oyunu
serçe sırnaşır da sırnaşır ille konulacak o dala
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!