Kuşlar gibi uçabilseydim,
Bulutlarda hür ve tek başıma,
Kar taneleri yorganım,
Rüzgâr yoldaşım olsaydı semada.
Baharın sonunu görmeden,
Bak, gördün mü ayrılık ayı geldi?
Yaşlı bedenime yağar hatıran.
Pazartesi günü, ayın beşiydi,
Kemiklerin kadar sağır hatıran.
Hayaller kadar uzaktasın şimdi,
Hayata hep tutunmaya çalıştım,
Zaman zaman küçücük planlar yaptım,
Aklımdaki senli birkaç anıyı,
Körükleyip yorgun kalbime astım.
İkimizi mazi yapan şey neymiş?
Bir varmış, bir yokmuşla başlayan hayatım,
Rüya gibi bitti, gemi limana yaklaşıyor.
Güneşi bekledim taş duvarlar ardında,
Sayılı günlerim bir bir eksiliyor.
Ne hayallerim vardı, gerçekleşmeyen,
Nasıl da el sallıyor kış,
Kasvetli soğuk yüzüyle.
Bitecek bu gölge oyunu,
Tükenecek öyle veya böyle.
Dışarıda yağmur kokusu,
Sayısını unuttuğum aldanışlarım vardır benim.
Bir insan kaç kez vurulur arkasından?
Her arkamı döndüğümde, sevdiceğim, sana
Hançeri sapladın sırtımdan, hem de hiç acımadan.
Seviyorum demeyeli kaç mevsim oldu?
Her şeyi boşa çıkaran bir son var,
Hiçbir şey yapmama isteğim.
Baktıkça ağlayasım geliyor,
Birden bire boşalır gözlerim.
Varılacak bir yer var,
Zehrini akıttığın o günden beri,
Yüreğim üşür, ellerim titrer.
Gece mi sanırsın hüzün saatlerini?
Gündüzüme de kara bulutlar göçer.
Sarılmayı bilir misin? Sahiplenmeyi?
Hüzün mevsimi geldi yine,
Şimdi gitme vakti.
Yol beni bekler,
Gurbetten gurbete gitmeli.
Yol uzun, gurbet zor,
Bu aşk illeti kör eder gözünü,
Faili belli bir cinayettir.
Ayağın sürçer, kalbin tekler,
Hayal kırıklığı hep peşindedir.
İç çekerek beklediğin eski,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!