Bu ömrümün kaçıncı gün batımı?
Yıllanan, eskiyen, küflenen...
Bu kaçıncı tükeniş yürekte?
Derin derin, sessiz çığlıklarla geçen.
Gençlik ateşi gönlümden söküldü,
Kanatlandı hatıralar ilk defa,
Elemli gönül yaktı duvarımı,
Yargı çileli hem de sayfa sayfa,
Amansız bir kurşun deldi yazgımı.
Kader çatladı, pare pare oldu,
Bak, gördün mü ayrılık ayı geldi?
Yaşlı bedenime yağar hatıran.
Pazartesi günü, ayın beşiydi,
Kemiklerin kadar sağır hatıran.
Hayaller kadar uzaktasın şimdi,
Hayata hep tutunmaya çalıştım,
Zaman zaman küçücük planlar yaptım,
Aklımdaki senli birkaç anıyı,
Körükleyip yorgun kalbime astım.
İkimizi mazi yapan şey neymiş?
Daralır yollar günden güne,
Hayatı Nuh ömrü mü sanırsın?
Kızartır yaşlar yüreği bir bir,
Dipsiz kuyulara mı aldanırsın?
Hatıralar süzülür gözlerden,
Bir varmış, bir yokmuşla başlayan hayatım,
Rüya gibi bitti, gemi limana yaklaşıyor.
Güneşi bekledim taş duvarlar ardında,
Sayılı günlerim bir bir eksiliyor.
Ne hayallerim vardı, gerçekleşmeyen,
Nasıl da el sallıyor kış,
Kasvetli soğuk yüzüyle.
Bitecek bu gölge oyunu,
Tükenecek öyle veya böyle.
Dışarıda yağmur kokusu,
Her şey bir hayal gibi geçti üzerimden.
Üç nefeslikmiş bütün hayatım.
Birisi hatıralara gömüldü, dünde kaldı.
Birisi içimde, diğerine gider, koşar adım.
Üç nefesin bütün hikâyesi ben.
Kızgınım, kırgınım; hayal kırıklıklarım derin.
Dönüp duruyorum karanlığın içinde.
Kıştan kalma karamsarlık, buz kesti şimdi.
Eski hatıraları içledi, daha dün gibi peşimde.
Günler, aylar akıp gidiyor, mevsimler de.
Ne yaparsan yap, gönül,
Hayatı geri saramazsın.
Müebbetle mahkûmsun,
Yaşadığın ve yaşattıklarının.
Dünyaya geldiğinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!