Sabah perdesinden sızan solgun ışık,
Odamda kalkmamış bir yalnızlık durur.
Kahvemi karıştırırken düşersin dalga dalga,
Dudaklarımın ucunda bekleyen bir şarkı kurtulur,
Her yudumda seni hatırlatır usulca.
Yemin üzerine yemin olsun ki,
Vicdanımın bu sesi sağır edecek seni.
Cellat kılıncım gibi tepende,
Katıla katıla ağlatacak kalan son resmini.
Yüzünden okunuyor,
Bir yağmur tanesi çarpar,
Fani ömür savrulur hazanda.
Kuruyan yapraklarım dökülür bir bir,
Kalbime diken diken batarsın anında.
Kirpiklerimden süzülür sevdan,
Şimdi eski bir düş,
Çocukluğumdaki hayallerim.
Ne kaldı sonbahara?
Titreyecek, buruşacak ellerim.
Ne kadar da değiştim,
Kışı yaşıyor kalbim,
Paramparça, kırık dökük...
Kanatsız uçabilir mi bir serçe?
Gelen gidene yük.
Boğazımda küskün bir düğüm,
Kimseye gösteremediğim yaralar,
Gün olur yaş olup gözümden düşer.
Sustukça hiçbir yere sığmaz,
Başlayıp bitiremediğim kelimeler.
Derin bir uçurumun kenarında,
Rüyanın içinde rüya,
Her şey hülya belki;
Bir türlü uyanamıyorum,
Hummalı gibiyim sanki.
Uyudum, uyandım derken,
Dünden kalma yüreğimde düşler,
Gökkuşağımla güz vaktinde renksiz.
Kırar geçirir hazan dilsiz hüzünlerimi,
Bir bir dökülür gözlerimden çaresiz.
Dişimin, tırnağımın, ah, o gönlümün ağlayışı,
Göç edip gider anılar,
Bir akşam güneşi gibi.
Ahiret yolcusu dirilir,
Bir akşam güneşi gibi.
Üç günlük dünya süzülür,
Karanlığın içindeki ürperti,
Kalpte bir damla gözyaşı bıraktı.
Bir damlacık hayatımın özeti,
Akıl kapısına acı bıraktı.
Yalnızlık sızım sızım alevlendi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!