Daim olalım
Daimi olsun kalplerin sesi
Yağmurlar yağsın yeryüzüne
Islanalım
Üşümeyelim
Yürüyelim
Cevap olarak veremedik,
Kendimizde saklı olan sevgimizi...
Saplandıkça nağmeler yüreğimize,
Biz sadece dinlemekle yetindik
Sonunu getiremedik...
Neden bu kadar çok sevildin. Bizim bize yetmeyişimiz karşısında ve neden bu kadar çok yazıldın, yaşanmışlığının anlatılmazlığıyla… Sen düşleri yorgun, hayalleri solgun, kendi kendine yeterken dünyamın içine yer edip mevsimine ters düşen yalnızlık çiçeği… Ne çok sen olmuşum. Ne çok sensizliğinle dolmuşum… Seni seninle düşünüp, yanına sokulmuşum.
Şimdi aramıza giren mesafelere kafa tutuyorum
Şiirlerinden gemiler yapıp denizlere bırakıyorum
Seni düşündüğüm zamanları da sensizliğinle işleyip
Yaşarken yazdıklarımı okuman için sana yolluyorum
Sadece onun okuması için yazılan yazılar vardır. Onun okuduğunun bir işaretini görene kadar beklenilen. O okumadıkça yazılan eksik, yarım, öksüzdür. O okuduktan sonra yazı özgürdür. Kanatlarını çırparak uçup giden sonsuzluğa...
Özlersin
Özlemin tavan yaptıkça
Gizlersin kendini
Kendine bile yabancı
Kalırsın ıssız bir orman
Sessiz bir film gibi
Çokça sen azca ben içinde biz 18
İyi değildim. İyi olduğum yalanını kendime kabul ettirme uğraşılarımın boşa çıktığını gördükçe, uzaklaşıyordum kendimden ve çok şeyden… Benim onu düşündüğüm kadar onunda düşünmesini beklemek en zor olanıydı… Tek taraflı düşünce yumaklarının içerisine dolanmışlığım, düşünce havuzlarında boğulmuşluğumun içine çekiliyordum. O istediği zaman geliyordu ve gidiyordu. Ne gelişine hayır diyebiliyordum ne gidişine dur. Zafiyetimdi. Onu düşünmek bir ayrıcalıktı. Onu düşünürken, onsuz nasıl yaşanacağını öğrenmeye çalışmış olmak en büyük sınavdı ve sınavdan kalmıştım. Ne onunla oluyordu ne onsuz…
Zorlama kendini sen
Sen olmadıktan sonra ben ağır gelirim sana
Bu şiirler bu sözler kime yazıldı diyen birisine
Sana yazılmıştı diyebilmeyi isterdim
Seni en çok şiirlerde sevdim. Yakıyordun ve yaktıkça ben düşüyordum dizelere…
Bazen bir imge oluyordun en gizliliğinde, bazen yanık bir türkü en sadeliğinde…
Sevgili; sen en çok şiirlere yakışırken, yazmakla bitmeyen satırlara yazılıyordun…
Seni yazmak kolaydı, yaşaması zordu…
Öyle çaresiz, öyle aşk dolu…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!