yollarını bekledim
yorgun eylül akşamlarında
son bir kere ellerini tutabilmek için,
şiir tazeliğinde, gülün renginde
uçuşan kelebeklerin gözlerinde
beklediğin rüzgarlar hiç esmeyecek,
uğramayacak bu limana o gemiler...
kurtulamayacaksın yalnızlığından!
kahve karanlığı içinde,
hıçkıra hıçkıra dökülecek yaşlar,
dumanlı gözlerinden ağlayacaksın...
1-
Sessizliğin hüküm sürdüğü bir gecenin içinde;
Ve sensizliğe dair ağıtlar dökülürken dudaklarımdan
Ve birkaç kadehe anlatılan sensizliğin tarifiyle
Ak sayfalara düşen birkaç mısrada aranan yokluğun
1-
Yalnız değilim
Sadece sensizim
Uzayıp giden gecelere
Seni anlatmaya çalışırken
Su yürüdü geceye,
Sadece su geride bırakılanları anımsadı.
Öfke nöbetlerinin gelip geçiciliğine kaydırak kurmuş bir sabah karşıladı boşluğu…
Yeni bir gün kendi içinde bilinmezliğiyle üzerini değiştirdi.
Gittin ya
O kadar sensizim
Bir başkasının süslü sözlerine gebesin
Sonucu düşüktür bunun bilesin
Kirli düşlere yer yok kitabımda
sürüklüyorum senide,
kendimin bilmediği bilinmezlere...
çok kışlar yaşadık,
baharı görmeden söndüğümüz oldu...
ayrı,ayrı yaşayıp giderken,
Nedir bu başımdaki dinmeyen sızı
Her kaçışımda yakayı ele verdiğim...
Dilimden düşmeyen,
O parça;
“Kendimi arıyorken,
Olmaktan korktuğum yerdeyim,
gecenin gözleri örter
sensizliği
iner korkular yalnız şehrin
limanlarına...
şimdi; zaman sendir
Söylemek o kadar zor ki
Dile gelmek şiirin mısralarında
Her yeni doğan gün yüzüne sürünürken
Kimliksiz bir hayatın kucağında
Yaşamak, yaşadığını sanmak




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!