Ezber bozan gecelerin içine düşüyorsun. Sabahlarına günün ışımasıyla, yeni bir dünya oluşunla... Sıcaklığın öteliyor soğukluğu, gün doğuyor gözlerinin içinden. Şimdi sen sessiz güzel, aydınlattığın dünyanın gökkuşağı olmuşluğunla; gülüşlerinle dağıttığın kara bulutlardan yağıyorsun, serinlemeye ihtiyaç duyan bir yüreğin en derinlerine... Bir gün bir kitapta adın geçecek, çünkü o kitabı ben yazacağım ve sen yaşayacaksın. Bana yakın benden uzak oluşunla…
Bir gün düşlerini çizeceksin
Gözlerin bir şarkının içinden geçerken
Yaşın kaç olursa olsun dokunacak ellerin
Çekmecelere gömdüğün mektuplara
Yazılanlarla yüzleşmek isteyeceksin
Yağmuru koklamak gibi
Güneş en tepesindeyken göğün
Ha yağdı ha yağacak umuduyla
Öyle bir özlemin getirdiğiyle
Ormanların içinde kaybolup gitmek
Sen yükselen merdivenleri koşar adım çıktığımda kesilen nefesim
Şiirlere içimi döktüğümde kaçıp duran haylaz kelimemsin
Kimsesiz bir gecenin içine işleyip sabahına kaybolan yıldızım
Böylesine tarifsizliğin getirisinin götürüsünün esaretine bel bağlamışlığımla
Sessizliğin kırıldığı desibeli yalnızlığa uzanan saatler dilimindeyim
Gözlerinin nehirleri akıp gider
Yüreğim önüne kurulu baraj
Ey yüreği sisli
Elleri nemli yâr
Bir bilsen yakılan türküleri
Bir şarkının eksik bırakılmış notalarında yakalanıyorum bakışlarına
Kırmızı bir gecenin içinde gözlerin gözlerime dokunurken
Gece türküsünü söylüyor
Bir şiire düşüyorum
Gözlerinin penceresinden
Benden soruyorlar şimdi yaşanmış tüm aşkların hesabını
Oysa aşkın içinden geçişlerimde boğulmuştum güzelliğinle
Ki güzellik yüreğine hapisti rastladığım
Şimdi söyleyin ne kalmış geriye bitmişliklerden
Ne katmış geleceğe yaşanmışlıklarda
Avuçlarımda kirlenmişlikler temize çekilmiş
Sen gittiğinde anlamıştım
Yokluğunun şiirlere yansıyacağını
Şiirlerle yaşayacağını
Gittin bir ömür girdi aramıza
Uçsuz bucaksız haritaların yalnızlığı
Kanatları kırık kuşların şehirlere mahkûmiyeti
Sonra düşlerime dokundu
Yalnızlığın bulutlarını dağıtarak
Kararmış bir yüreğin sesi olup...
Yüreğimdeki kaybolmuşluğun kısır döngüsü hızını yitirmiş, eşkâlim yüreğine demir atmıştı. Yokluğunun vurduğu zaman dilimlerini, varlığının limanına bağlayıp, yüreğinin içinde sonsuz bir uykuya yatıyordum.
Şiir deryasının içinde susmuşluğa bürünürken söz
Dile dolanıp, dilden düşmeyen, kalemin yazamayışına isyanına tanıklığım
Senin gözlerinden uçup giderken, kuşlara seslenişimin ışığında
Yüreğin gergefine içeriden dokuduğu şiir
Ki siz öyle bilin, ben benim gidenim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!