Ahmet Zeytinci Şiirleri - Şair Ahmet Zey ...

Ahmet Zeytinci

Sonradan adının D soy adının 100 olduğunu öğrendiğim kara yolunda aheste aheste seyrediyoruz... Hız yapmayı sevmem, her zaman yollarda hız limitlerine uymuş bir şoförümdür ve de bununla gurur duyarım. Her ne kadar ben kurallara uysam da bendim dışımdakiler uymadı mı trafik tehlikeye düşüyor.

Bir alem bu TIR şoförleri... Normalde binek arabalardan en az on beş yirmi kilometre daha az sürat ile seyretmeleri lazım kara yollarında... Hemencecik o TIR önüme geçti... Arkasında ki yazı gözüme ilişiverdi... İlginç ve bir o kadar da manidar, aynen şöyle ''Tek rakibim lufthansa'' Hay Allah dedim, içimden. Adam ya şaşırmış ya da bu yazıyı gıcıklık olsun diye gece bir düşmanı gelip buraya yazmış. Yoksa uçaklar ile yarış etmek için bir TIR ve Tır Şoförü niye bu yazıyı yazar ki?

Adam da milliyetçilik damarları da yok. Ulan hıyar, oraya Lufthansa yazacağına, bari THY, yani Türk Hava Yolları yaz da hiç olmazsa biz de moralimizi bozmayalım. Arkadaş uçak ile yarış yapacak da, ne kazanacak, orası meçhul işte...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Türkiye referandum sürecine yıldırım hızı ile girdi girmesine de öyle acayiplikler, öyle gariplikler oluyor ki güzel yurdum Türkiye'de bunlara şaşmamak ve de gözlerimizin fal taşı gibi açılmamasına imkan ve ihtimal yok. Sayın Başbakanımız bir şehre seçim konuşması için gitmiş bir yerde temel atmış, sonrada oradan Karadeniz'in güzide şehir Gümüşhane'ye geçmiş. Başbakanın Gümüşhaneli hemşehrileri atlar ile karşılamışlar Sayın Başbakanı... Tabi ağzı kulaklarında Sayın Başbakanın... Bir de pankart açmışlar. Pankartta yazanları görünce hayrete düştüm. Bu devir de bu kafa, bu akıllar, anlamak zor gerçekten. Yazı aynen şöyle ''Sayın Başbakanım İzin Verin Atlarımızı Hollanda'ya Sürelim.'' Böyle bir sloganı görünce, güler misin, ağlar mısın? Yoksa ikisini beraber mi yaparsın?



Birinci ve İkinci Viyana Kuşatmalarının üstünden asırlar geçti. Avrupa devletleri ile çok uzun yıllardır savaşmıyoruz. Tamam Hollanda bir takım haksızlıklar yapmış olabilir, hem vatandaşlarımıza hem de milletvekili ve bakanlarımıza... Gerçekten bir Türk Vatandaşı olarak bunları kabul etmemize ve onaylamamıza imkan yok, ama tutup da, ''Hadi yürüyün yiğitler, vurun yiğitler Hollanda'ya sefere çıkıyoruz hem de atlarla.'' deseler, önce gülmekten yerlere yatarsınız, sonra da bunu söyleyenlerin acaba akıl sağlıkları yerinde mi diye sormadan edemezsiniz...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Bundan seneler önce tek kanallı aslan gibi TRT miz vardı. Önce iki üç gün yayın hayatı varken, sonrasında her gün yayın yapılmaya başlandı. Gece 24.00 de biterken, 24 saat yayına geçildi, sonrasında özel kanallar yayına girdi. Şimdilerde yüzlerce kanal ve kanallar arasında reyting kapışmaları var...

Televizyon seyretmeyi pek sevmesem de ara ara bakıyor insan, gözünü alamıyor yine de. Bir iki kanalın bazı programları hariç dişe dokunur, kayda değer bir program yok. Laf olsun torba dolsun, diye, insanlara hoşça vakit geçirtmek için, özünde ise hiç bir şey vermeyen realite şovlar, insan metabolizmasını zorlayan programlar.

Mutfağa girmiş yemek yapan, yemek yaparken de birbirine laf sokan, onu da bayıla bayıla izleyen bir sürü gerzek hatun. Magazin desen zaten bir felaket... Kim kiminle kırıştırıyor, büyük aşk yaşıyor ''Nasıl büyük aşk ise altı ayda da boşanıyorlar.'' Bana ne yahu sizin ne haltlar karıştırdığınız...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Toplumsal Şizofreninin Tek Tedavisi Bütünleşme ve Sevgidir




Günümüz toplumlarına baktığımız zaman, bir çoğunun kaos ve anarşi ortamında olduğunu gözlemleyebiliriz... Yirminci Yüzyılda iki büyük savaş gördü bu ihtiyar dünyamız. Bunun yanında Kore Savaşı, İran-Irak Savaşı, Vietnam Savaşı gibi, onlarca bölgesel savaşta sayısız insan, bir dolu masum kadın ve çocuk hayatını kaybetti... Devletler ve devletlerin çıkarları savaşırken, olan genellikle savaşla ilgisi olmayan insanlara oluyor, daha sonra da tedavisi imkansız yaralar açılıyor toplumların, insanların vicdanlarında...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Toplumu Şiddet İçeren Dizileri Seyretmemeye Davet Ediyorum


Bu televizyoncular yaptıkları diziler ile toplumu dizayn etmeye çalışıyorlar. Yüzden fazla yerli dizi var Türk Televizyonlarında... Bakıyorum bir ikisi hariç aklı başında, elle tutulur bir dizi göremiyorum. Öyle ya televizyondan bir şey seyrettiğiniz zaman insan ruhuna, benliğine bir şeyler ekleyebilmeli, kazançlı çıkabilmeli o seyrettiği program her ne olursa olsun...

Sürekli toplumun bilinçaltına şiddet pompalanıyor bu diziler ile bir şekilde... Hiç de normal mekanlarda, normal evlerde geçmez bu diziler... Bol mafyavari yapılanmaların birbirleri ile silahlı çatışmaları... Antin kuntin işler... Bu mu Türk Toplumu?

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Futbol günümüz dünyasında en popüler spor dalı olmayı açık ara sürdürüyor. Başka başka sporlar, boks gibi, basketbol gibi, atletizm gibi, zaman zaman tahtını zorlasa bile, onun seyirci potansiyeline ve insanları çekiciliğine çok da fazla yaklaşamıyorlar... Kazanmak her zaman gurur veriyor tabi ki sporda da başka başka şeylerde de... Son zamanlarda fanatiklik aldı başını yürüdü... Bu sadece bize özgü değil, bütün dünya da fanatizm futbolu, futbolcuyu ve seyirciyi avucunun içine aldı... Rakip takımın futbolcuları ve seyircileri adeta düşman bir ülkenin askerleri gibi gözüküyor öbür takımın taraftarlarının gözüne... Oysa böyle mi olmalı? Hani spor dostluk ve kardeşlikti... Hani sağlık ve zindelik için yapılıyordu bu spor ve onun bir şubesi olan futbol...


Bu gün futbol piyasası dev bir endüstri artık. Ülkeler ve o ülkelerin öne çıkan takımları hem bu işten milyarlarca dolar para kazanıyorlar hem de ülkelerinin reklamını, tanıtımını yapıyorlar... Biz Türkler ise yıllardır başarıya aç olduğumuz için, kazandığımız her başarı gözümüzde büyüyor ve adeta efsaneleştiriliyor, hem basın hem de halkımız tarafından... Hatırlarsınız mutlaka, Puşkaşlı Macaristan'ı elli sene önce 3-1 lik skor ile yendiğimiz galibiyet yıllarca kutlandı, basında ve her yerde konuşuldu durdu...


Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Çok yakın zamanda yine tarım işçilerini taşıyan bir traktörün devrilmesi sonucunda yedi tarım işçisi hayatını kaybetti, bir o kadarı da ağır yaralandı... Zaman zaman ülkemizde böyle vurdum duymazlık kokan olaylar yaşanıyor.

Edindiğimiz bilgilere göre tarım işçilerinin günlük yevmiyeleri yaklaşık elli altmış lira civarında. Yani arkadaşlar boğaz tokluğuna çalışıyorlar da denilebilir. Büyük çoğunluğunun sigortası yok, aslında geçici olarak çalışsalar da iş verenin vicdani davranıp sigortalarını yaptırması lazım, ama neredeeee! Sigorta demek tarla sahibine ekstra maliyet demek, o zaman da ürünün fiyatı artıyor ve pazarlanması ona göre zora giriyor...

İnsan neden mevsimlik işlerde çalışır, hem de anne, baba ve çocuklar, ailecek? Hiç bir elle tutulur meslekleri olmadığı için, ancak geçimlerini böyle temin etme yoluna gitmektedirler. Çocuklarında büyük çoğunluğu yasal olarak belirlenmiş yaş sınırının altında... O tarla sahibi suç işliyor haliyle böyle davranarak. Ama kime ne söylüyorsunuz ki? Amiyane tabir ile ''Adın nedir Reşit sen söyle sen işit.'' vaziyet böyle...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Tüm Dünya Çocukları Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e Teşekkür Etmelidir



Evet, yine geldi bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı... Yıllar yılı bizimdi, bizim çocuklarımızın en güzel, en neşeli günüydü, şimdi artık, uzun bir zamandır tüm dünya çocuklarının da en güzel günü, en güzel bayramı 23 Nisan...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

''Bu iktidar dünyanın en doğru işini bile yapsa alkışlayacak halimiz yok. Halkımız bize muhalefet görevi verdi. Görevimiz bu'' dedi.

''İyi ama Engin Altay... Halkımızın size 'dünyanın en doğru işine bile muhalefet edin' diye bir görev vermedi ki!''

''Halkımız size 'doğruya doğru, eğriye eğri' diyerek muhalefet etme görevi verdi.'' BASINDAN-AHMET HAKAN

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci



Geçenlerde bir İnternet Sitesinde Türkiye’nin en zenginleri listesi yayınlandı. Liste de dolar ve euro milyarderi bir dolu insan var. Bunlar büyük holdinglerin patronları veya patronlarının çocukları, yakınları kimisi... Ben de kendimce belirlediğim kategoride, tanıdığım Türkiye’nin sayılı zenginlerini sıralıyorum, bakalım nasıl bulacaksınız listeyi...


Kırk yıllık mahalle bakkalımız Necati Ağabey. Veresiye defteri çok kabarıktı bir zamanlar, şimdilerde ise süpermarketler ile girdiği mücadele de yenik düşmemek için var gücü ile direniyor. Mahallesinde ki garibanların veresiye defterine yazdırdığı paraları, bazı zaman ramazan da, bazı zamanda normal günlerde, eline kalem alıp üstüne çizgi çekiyor. Ayrıca çizgi çektiği insana tekrar mal verme cesaretini de gösteriyor. ’’Bir daha ödeyemezlerse?’’ diye de soranlara, bir daha silerim diye de çekinmeden cevap vermekte bakkal Necati Ağabey...

Devamını Oku