Ahmet Zeytinci Şiirleri - Şair Ahmet Zey ...

Ahmet Zeytinci


Televizyon seyretmeyi pek de sevmiyorum desem de, yine de bu özel kanallar beni müthiş cezbediyor. Nasıl yakalıyorlar Türkiye ve Dünya gündemini, ağzımız bir karış açık kalıyor. Bunlara Türk Basın Hayatına yaptıkları katkılardan dolayı, ödül vermek, durun durun, bir tane ödül yetmez, ödüller vermek gerekir diye düşünüyorum...

Ben bu kanalların haberlerine ''Yan Yattı Çamura Battı.'' haberleri diyorum. Kedi ağaca çıkmış, benim kedim değil, vatandaşın kedisi haliyle, itfaiye teşkilatı durur mu, hemen olaya müdahil olmuş, tabi sonra mutlu son, kedi kurtarılmış. Kediyi kurtaran itfaiyeciler günün kahramanı... Kedi kendini kurtaran itfaiyeci amcalarına miyav miyav ve de miyav diyerek, yanaklarını yalayarak teşekkür bile etmiş. Ha bu arada Güney de bir yerde ormanlarımız yanıyormuş, sonra başka bir haber, çatışma da üç askerimiz şehit olmuş, beş askerimiz yaralanmış, çok da önemli değil bu kanal için.

Inınınınınınının! Aynı kanalda çok önemli, önemliden de öte hayati bir konuda röportaj yapılıyor, mutlaka kaçırmamışsınızdır. Yok, yok yok öyle tahmin ettiğiniz gibi memleketteki anarşiyi ya da ekonomik krizi sormuyorlar, bu çok daha önemli bir konu. Soru şu ''Yılbaşında tatil yapmayı düşünüyor musunuz?'' Ne der acaba soru sorulanlar? Yurt dışına gitmek isteyenler, istemeyenler, Uludağ tutkunları, Palandöken de kurtlarını dökecekler, olmadı Sarıkamış paklar bizi diyenler... Olumsuz cevap verenler tabi ki canlı yayın olmadığı için mutlaka elenmiştir...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci


Bir dolu firma bir telefonla kapıma kadar geliyor. Ne o malı hangi marketten, hangi raftan aldığımı biliyorum, ne de satıcı bayan ya da erkek eleman ile ayak üstü sohbet edebiliyorum. Ne de eskiden olduğu gibi veresiye defteri diye bir kavram var.

Dayıyorsun kredi kartını, öder misin, ödeyemez misin, firmanın sorunu değil artık. Firmalar için kolaylıksa da hesapsız kitapsız kredi kartı kullananlar için bir dolu sakınca... Bir de şimdi Dron dedikleri alet çıktı, artık kısa bir zaman sonra kapıya gelen satıcılar ile de muhatap olmak diye de bir şey kalmayacak...

İnternetten yap ödemeyi, adresi ver ne istiyorsan, Drona yüklesinler hooooop beş dakika da bilemedin on dakikada alacağın şey, şehrin bir ucundan sana ulaşacak. Dron geldi mi ’’Oooo hoş geldin beş gittin, yorulmuşsundur gel içeride bir kahve iç ya da bir bardak su vereyim sana, azıcık soluklan’’ muhabbetleri olmayacak artık...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci


Yapraklarda selamlaşır, konuşur birbiri ile
sen, ben, kulağımız kirişte
hışır hışırdır tek cümleleri yere düşerken
çok da sesleri çıkmaz
yaygara yapan diğer insanlar gibi

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Yaraları sarma işidir birazda
şiir ya da yazı yazmak
çevreme bakıyorum şöyle
yarasıda olmayan yok gibi...


Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Yarın başla sevmeye
mesela üstüne basmadığın bir karıncayı
üç günlük ömrü olan bir kelebeği
süt gibi kokan bir bebeği
Allah’ın yarattığı her şeyi...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci


Yıl 1974,hava sıcak mı sıcak,
Günlerden 19 Temmuz,yarın doğum günüm.
Zıplayacaksın 13 yaşından 14 yaşına...
Pastada alırlar herhalde,
Ya da bir iki hediye,

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Yok, yok başlığa bakıp da hayatta ki son günüm diye düşünmeyin... Kıyamet de kopmayacak. Onu da zaten herhalde sadece Cenabı Allah bilir... Son günüm dediğim diyete, diyetisyene başlamadan önceki son günüm. Girdik mi diyete ve de diyetisyenin odasına bir kere, kendimize çeki düzen vermemiz lazım. Yoksa biz bir şeyleri ham yapalım derken, diyetisyen abla bizi ham yapar. Abla diyorsam da benden on yaş küçük aslında canım, saygıdan saygıdan bizim Abla hitabı...

En iyisi sabah kahvaltısında tereyağlı ve ballı kızarmış ekmek dilimlerinden başlayalım. Yanında da iki bardak taze sıkılmış portakal suyu iyi gider... Ben sıkmıyorum ha portakalları sakın yanlış anlamayın, portakallar hayattan sıkıldıkları için portakal sıkma makinesine yanaşıp hadi bizi ez sık, suyumuzu çıkar diyorlar, o da sıkıyor kabuklarına kadar... Şaka tabi canım, hemen anladınız...

Ya da durun durun, pastırmalı yumurta da eklesem mi bunlara... Çok pahalı olsa da pastırma, ne yapalım tünelden önce ki son çıkış gibi, bu da diyetten önceki son mide zevki... Ne zamandır da yemiyorum ha! Üç yumurta mı kırsam, dört yumurta mı kırsam üstüne, bilemedim? Şu yanda ki pastahanenin de çok güzel patatesli poğaçaları var, iki üç tane de ondan kaptırsam... Yarın diyetisyen Hanıma söylesem bunları beni topa tutar herhalde...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Ne o yarışmaya mı katıldınız? Ya da ''Yarışıyor muyuz, yarışıyorsak ne yarışı bu?'' dediğinizi duyar gibi oluyordan öte duydum bile... Evet yarışıyoruz, hem de her yerde bir yarış içindeyiz. Çalıştığımız şirkette ya da devlet kurumunda... Okuduğumuz okullarda... Belki bir belediye otobüsünde ya da bir minibüste hep yarış içindeyiz...



Yarışıyorsak hayatın içinde yarışmacı arkadaşlara başarılar dileyerek başlayalım o zaman. Hayat yarışında, işe girme yarışında, işten hızlıca çıkıp, daha iyi bir ücretle başka işe kapak atma yarışında, siyaset yarışında, fatura yatırırken sıra bekleme yarışında, televizyonlarda ki bilgi yarışmalarında ve aklıma gelen gelmeyen bilumum yarışmalarda yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerken, iyi olan kazansın, kötü olan da teselliler ile avunsun dursun, ne diyeyim...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

İki katlı
bahçeli ve sobalı evlerin bol olduğu
güzel bir semtte büyüdük...

Karşı apartmanda ki
kapıcının oğlu Hamdi ile

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Yaşadıklarımı yazdım sadece
ülkem için duyduğum kaygıları
bugünlere gelirken gözyaşlarımı hangi topraklara
hangi çiçeklerin dibine bıraktığımı
çocukları hiç koşulsuz sevdiğimi
onlara zerre fiske vurmayıp

Devamını Oku