Felek gözünü açıp da ebede
Tan yerinden gelen uhrevî saadetle
Anlatır kimi var kimsesi var
Şakaklarında birikmiş intihar
Kimin eseri bu boşluk cemresi
Anlatır gözlerinde meş'um mahpesi
Uykusuz bir şafağın mahreminde,
Kızıl matemler uzaklaşırken,
Ufukların dalgalı yelesinde,
Her şeyin çizgisiyle kaim,
Vakur bir gölgenin,
Karanlığa direnen yorgun bedeninde,
Yıllar boyu üzerimde,
Karanlığın sefil tortusu,
Hasret karası,
Geceden bir çöl,
Taşıdım yol boyu,
Yıl aşırı,
Ve bu masalın sonunda,
İkimiz de olmak istediğimiz yerdeyiz aslında,
Sen mutlu bir tebessüm sıcağında,
Ben ise bitmeyen kavgamın ayazında...
İkimiz de olmak istediğimiz yerdeyiz aslında.
Bir ben kaldım geriye,
Meyveleri can yakan,
Yelkeni yırtık darağacından,
Bir ben kaldım geriye.
Atılan her taş,
Sırtımla tanışmadan,
Sustu zaman,
Sustu ziynetiyle süslenen,
Cebimdeki kesik yeli,
Mahpus tavanların altında,
Hür kılan.
Karşımda buzdan örülmüş taş duvar,
Paslanmış prangalarda esaret,
Gözlerindeki hürriyet kadar.
Yanı başımda senden bir emanet,
Yanı başımda baktığın yıldızlar.
Unutmak
Kimsesizlerin devrimi,
Unutmak,
Yüreğimde kanlı bir tırnak.
Taşı toprağı uykuda,
Günaydın.
Bir geceye daha uyandın.
Ay çoktan ısıtmış odanı.
Cıvıl cıvıl sessizlikler etrafta,
Sahi ne çok uyudun,
Ne rüyalar gördün ayakta !
Uzaklarda serseri çığlıkların havası,
Uzaklar şen, her külfete bir yalan yaması,
Ne gece olacak, ne sonbahar, ne dahası,
Ömür denen cevherin ne ucuzmuş pahası !
Ah şu nedamet ki, o namütenahi hasret.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!