Bir o yana bir bu yana ,
Saatin her adımında,
Beklemenin tek bir anı,
Onca yolun bahtında.
Gün ve gece,
Şahittir gidip gelip,
En yalnız
En bırakılmış yerinde gecenin
Bir pencere
Aralanır gözlerimle
Gecenin serin nefesinde
Soluklanır tüm yalnızlıklar
Uyandık gölgelerin en ücra köşesinde,
Şahlandık süreyya ikliminde akın akın.
Bu sağanak yaşadıkça zamanın sesinde,
Yaşayamaz hiçbir yaşayan böyle bir akın.
Geride bir ben kaldım.
Geldi ve geçti günler.
Geride rüzgar kesiği paçası,
olabildiğince kirli ve yırtık,
ve yanaklarından süzülen teriyle,
güneşle barışık...
Ben yalnızlığının gölgesinde,
bitmez bir vuslat nöbetindeyim.
Göz kapaklarım,
kuşandı artık kaç cepheyi,
baştan başa git gel,
Devriye sürerken geceyi.
Benim bu karanlıkta,
Tek ışığım sensin.
Sen gelmezsen beni,
Bir ömür göremezsin.
Seni yaşamak istikametinde,
Sensiz kaldım, sessiz kaldım.
Bırak akıp gitsin günler,
Bırak sırılsıklam ıslansın sümbüller,
Böylesine bir sıla yolunda,
Sonsuzluğa uzanırken ellerim,
Ah güzelim,
Şu havaların hisli ruhunda,
yağmurların ılık teni,
eski bir masal nidâsında,
nasıl da vuruyor yüzüne.
Bir sen kalmışsın benden başka,
Hâlâ gözlerin,
kardelenler gibi açıyor sevgilim.
Hâlâ zaman sana hasret.
Hâlâ kuşlar gökyüzünde.
Kanatlarında gurbet.
Hani yakuttan çiçekler, gümüş gözlü nehir,
Denizler maviliğe akıp can mı bulacaktı?
Hani toprakla olacaktı ahir,
Fani olan faniye mi kalacaktı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!