Eğildi dağlar şerefiyle kaderine
Sessizlik yükseldi gün gibi derine
Dağlar ki ruhuna ıstırap pençesi
Serilmiş durmadan her katresi
Düş...
Kırgınlık, soğuk bir hissiyat
Muhkem fikirler zihnimde,
Güne sarfiyat.
Bedel...
Ödenmiş hesabım.
Dert gelir rahmetin menbaından,
Dertsiz gönülden Allah'a sığınırım.
Geldiği yere hürmetimden,
Derdimi öpüp sarılırım.
Bir vakit gelir,
ömür menzilinin en nahif yerinde.
Yoksundur,
onca nahoş bilinmezin eskisinde.
Yoksuldur, zamanı nâkıs ise belki,
Bir vakit gelir,
Uzundu, eksik ve sağanak,
Aramak gibi çaresizliği,
Fark etmedi bulmak,
Hissetmedi sessizliği.
Uzundu, yalnız ve sıcak,
Mert bir kavgada umuttu,
Bir kıvılcım boyu değerken arşa
Akınlar biriken ruhumda inşâ
Yok muydu gözünde hilkâtin
Makber karası temaşâ
Bugünlerde bir başka hatırlıyorum günleri
Sanki gelip geçen ben değilim
Sanki ellerim başkasının elleri
Bir başka fısıldıyor sessizliğim
Bu günlerde bir başka sanki sokağım
Bir vadi ağzında,
Oyuk oyuk günlüklerinde,
Günden güne erimişcesine,
Günden güne hasta,
Ve uzanmış bir yatağın,
Gökyüzüne bakan suretinde,
Eskiden güzeldi her şey
Sokaklar süt akı inceliğinde
Arnavut kaldırımları nezakete gebe
Cam gibi parlak suretlerde imkân
Binalardan daha yüksek dallarda
Gölgemizin müsebbibi âşiyan
Ardı ardına nidalar,
Elmacı sepetlerinde tütsü,
Gülistan tepelerinde sırt üstü,
Dokunabildiğin her yıldız,
Yer edinir sesinde,
Bir akşamüstü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!