Yüreğime tebessüm dokuyorum bu gece,
Senin için yazıyor, okuyorum bu gece…
Aynalar tutuşuyor görünce bende seni,
Ben senin gözlerinle bakıyorum bu gece…
Her bağda gözyaşı var, bahçelerde bahçıvan,
Buduyor ardın sıra dokunduğun her dalı.
Her gece aynı hicran her şafak aynı şivan.
Figan mı sana tutkun sen mi derde sevdalı…
Söyle kim attı seni bu cihangir yaraya,
Hangi zalim el girdi gülzarınla araya…
Hep hatırlanmaya mahkum sevdalarım vardı benim.
Hep unutulmaya mahkum bir yüreğim.
Hayalimde yaşattığım bakışlar ve hiç unutulmayanlar.
Bir sonbaharda kapattım kapısını sevdaların.
Bir akşam vakti düştüm yola gitmek istercesine.
Ve unutmak için hep hatırladıklarımı delicesine.
Aşkın dergâhında kahır okudum.
Bundandır gönlümün hicrâna meyli,
Her harfte ismini aşka dokudum.
Beni de bir Mecnûn etti o Leyli…
Adımı sordular meftûnum dedim.
Diyemedim; sözlerim sahibini arayan
Bir kölenin özgürlük çığlığıdır kalbimde,
Diyemedim; gözlerim yokluğumu bürüyen
Bir kefene sarılıp solacaktır kabrimde…
Sen sultan olmadın ya gönlümün sarayına,
Gül düşerken toprağa bahçıvan nefesinden.
Oyalı bir mendilde bakışların kan olur.
Şair ismini duyar ilk kez senin sesinden.
Kelâm sükûta durur, heceler nihan olur…
Sabahlar hüzün kokar otağında bülbülün.
Ey gönül sırrını dökme dillere,
Halini sadece Yâr bilsin yeter.
Gitme sıla bilip yaban ellere,
Yurdunu sadece Yâr bulsun yeter...
Düşün ki aşığın sermayesi ne,
Bir korku kemirir içimi her an,
Bu isli odada yalnız kalınca.
Sınırı düşlerden hayale varan,
Başucumda dostum zaman olunca…
Can evime düşer bir kor parçası,
Gece;
Bakışlarımı tutuşturan bir sen
Ben nasıl kapatırım gözlerimi,
Sensizlik pusuda beklerken…
Yüzün bir rüyanın derinliğinden,
aksedince, aklıma düşer anılar.
Gece usul usul kalkıp yerinden,
Ansızın gönlümü deşer anılar...
Mutluluk kalbime dolmasa bile,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!