Kimisi,
elinde intikamın paslı bıçağıyla koşar peşinde gölgelerin —
zayıflığın
çığlık atan hâlidir bu.
Kimisi,
Ey kainat; şu güzelliğinle övündüğün karanlık gecene bak ve utan!
Parıldayan bütün yıldızları bizden...
Zorluk,
kapını çalan o sessiz öğretmen,
uykudaki dehaya fısıldar:
"Kalk, zorlu yollar seni bekliyor."
Konforun battaniyesiyle sarılı
Vaktimiz yok bir dostun yüreğinde durup soluklanmaya
Geçiyoruz birbirimizin içinden iz bırakmadan
Sizin kutsalınız
benim günahımdır.
Duanız yaramı sarmaz.
Ben,
saraylarda yazılmamış kitaplardan,
Ben inandıkça zaferini müjdelenen bir militan gibi gülümseyen o gözlerinin hatırına
yalanı da sevdim ben.
yaşamak güzel,
yaşam korkunç!
ya şarkılarınızda
yalan söylemekten vazgeçin,
ya yaşamı
o şarkılarınıza benzetin.
Sen karanlığın dip köşelerinde büyüttün sözünü;
duyulmadığı için değil,
duymazdan gelenler çok olduğu için
kendi gölgende harladın ateşini.
Zamanla anladın:
Yalnızlık, çatlayan dudaktan dökülen, şarkıların arasında titreyen yorgun bir yürektir.
Boş bir oda değil, dolu bir salonda kimsenin dönüp bakmadığı bir tablodur.
Yüreklerin müzayedesi kurulmuş, senin kocaman kalbin karanlık bir sandıkta unutulmuştur.
Yalnızlık, fısıltılarını duymayan sokaklarda anılarını taşıyan bir gölgedir. .
Artık ne içten bir dostluk,
ne de gerçek bir saygı kaldı.
Bağlılık, her ilişkide
vakti kısa bir misafir gibi davranıyor.
Kuşku yerleşiyor sofralara,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!