Işıdı bayırlar,
tomurcuk gerdanında İlkbahar.
Gidenler
neyim varsa alıp gittiler.
Hangi çiçek verir rengini bilmem.
Hangi ateş sıcaklığında tenin?
Hoş geldin cennetim.
Sefalar getirdin cehennemim.
Akşamdaki huzur,
günün sana doymuşluğudur.
Kızılı, içine sindiğin zamanın
doğaya ödülüdür.
Nar, çiçeklerini döktükten sonra
Güzde, güz de kalmadı.
Göçtü yaban kazları
Ak mukallit, kum kuşu, su çulluğu, küçük çıvgın…
Alıp başını gitti kuyruksallayan.
Güze sarılmış salyangozlar da açılıp saçıldı.
Terk etmek, gitmek değildir;
içinde işgal edilen yeri
tahliye etmektir.
Yoksa ne duvarlar, ne surlar,
ne de ardında kapattığın kapılar
1. Her duygunun bir sesi yoktur.
Bazısı susarak büyür,
bazısı ağaç gibi köklenerek
2. Söyleyemediğim her şeyin yüküyle doluyum.
Bazen sessizliğim,
İkramı seven bir halkın çocuğuyum ben esirgemem gözyaşlarımı hiç bir acıdan.
1. Kendine insan, insan değil hayvandır.
İnsan, ancak başkasına insansa insandır.
2. Merhamet, gözyaşına değil, gözyaşı dökemeyene verilendir.
Kapat pencereleri,
dışarısı çok gürültülü
Ne sözün yankısına
ne bakışın sertliğine tahammül ediyorum artık.
Müzik bile iyileştirmiyor içimdeki sızıları.
Galiba insanın çekileceği en güzel yer, kendi içidir.
Bu işin aması yok.
İnsandan umudunu kesmeyeceksin.
Güvensizlik oradaysa, güven de burada — "Hodri meydan!" diyeceksin.
Arabaya bindiğinde şoföre,
uçağa bindiğinde pilota,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!