Duruşunu maviden derleyen kadın,
Asi yanım, gizemli masalım;
Her yerde çıkıp durma karşıma.
Duruşunu rüzgar sanıyor kuşlar, çarpıp duruyorsun kanatlarına.
Ey, zamandan merhamet bekleyen kadın!
Yıllar sonra, ela gözbebeklerinin beyaza bağlanıp yüreğime yürüdüğü yerden sesleniyorum sana:
Yalın ayak, üryan koştuğum yollarda, çöl dikenlerine serpiştirdiğim hüznün can yankısı var seslenişimde.
Yüzümde çizgilerle,
kısık gözlerle,
göz torbalarımın üstünden bakıyorum yaşamın sonsuz çayırlarına.
Değerli olan herşeyi önemli günler için saklayan bir annenin çocuğuyum ben.
Olduk olmadık herşeye gülemiyorum işte
baharın tehlikeli bir mevsim olduğunu söyleyen olsaydı keşke,
siyahın gecede durduğu gibi durmayıp gözlerde ölümcül bir cazibeye dönüştüğünü...
sireni olsaydı kalbimin mesela,
çalsa aşık olma vakti.
tabelası olsa yollarda aşkın,
gösterse göz göze getiren kavşakları.
Sevgimi zamana aşıladım.
Anlar, saatler, aylar, yıllar, ömrüm senindir.
yüreklerdeki boşlukta büyürmüş aşk
sahip olmadıklarının resmini çizermiş çocuklar
yaşanmamışlıkların eseridir tüm şarkılar
yaz günü kar yağdıran şiirler
yoksullukla boğuşan evleri şenlendiren masallar
miskinlerden kahraman yaratan öyküler
İçime öylesine bir davetti benimkisi.
Bir gülüşlük, bir nefeslik ikramdı işte.
Giderken ruhumu söke söke gitmek niye?!
Çocuktum.
Sabah uyandım daldım oyuna.
Yaşlı bir bilge
koyarak elini başıma,
kardeşiz
ne anneden
ne babadan
terimizi içmiş âğaçların,
ağaçları mesken tutan kuşların öz kardeşi,
otların abileri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!