ben bu aşka yenik düştüm
kapına geldim, diz çöktüm
İnsaf et
eyy
kahır gülü...
hangi mısrada öldürdün, hani mezarım nerde
seni benim kadar kim sevdi bu kahpe devirde.
Hangi mısrada öldürdün, hani mezarım nerde
Seni benim kadar kim sevdi bu kahpe devirde...
iki dörtlük bir de dem'lik, uzanır güneşi tutarız
vururuz kalemi yaraya, zehr-i şarabın içeriz
süzülür meşe gözler, mechülde hüzün biçeriz
vuslatı muhal özlemin, sevdikçe kahr içeriz.
gece ağarır, yara sağalır, kar düşer dağlara
fendi, ilmi, çaldı bizden kılıcı, örsü
koparmış tasmayı, üzengi, örkü
dört koldan saldırır gavurun sülbü
yine de yıldıramaz kahraman Türk'ü...
türkülerimiz vardı acılarla harmanlardık
hep aynı nakaratın altında gül budardık
bir lokma sevdaydı zehr etti felek
telaşlı kuşlar gibi, her sözü nemrut
bir veda busesi, bir ıslak mendil, kalakaldık...
Yitik bir alfabeyle malül öfkemi yazdım.
Kimini intihara, kimini intizara bandım.
Deli dediler, kalakaldım...
Halbuki ben şizofren duygularımı haykırdım...
Karda, kışta, yokuşta
Bir şarkısın Kalamış'ta
Şahin sineye pençe vursa
Seni çalarlar dolmuşta
Ateş kalbin içindeyse kul söndüremez,
Tufanı Nuh kopsa bir zerre kül kaldıramaz.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!