hercai kokulu şehrin üzerinde
âsûman kara yaşmak bağlarken
gözlerin akşam kızıllığında bulutlar arasından sızmış.
..... ve ben seni düşe kalka, yana yıkıla hayal ederim...
gözlerin diyorum !!
rengini pınar gözünden almış.
saklı bahçenin şelalesi ve gizemli...
Sen gelince bahar gelecekmiş
Rüzgâr üfleyerek söylemiş
Usulca toprağın kulağına
Gözümün çiçekleri yolunu bekler
gülüşü bozkırın terli gülü
saçları yaz gecesi örgülü
aşkı imana etme dilemma
eyy yüreğimin süngüsü...
çiğli sevdaların visal bülbülü
karmaşık yapım vardır benim
çağlar ötesi hikâyeler
öksüz hevesler
gökyüzünü içine doldurmuş
rüzgâr ıslığıyla çağıldayan nil
göneyli kançiçeği
Gözümün çeşm-i giryanı,
Zemzem,
Bir nebze dua üfle,
Mushaf kabı işlediğin beze.
Her sabah koklayıp yüzüm süreyim,
Siyah işlemeli beze.
Gözyaşı zavallıdır,
Acının maktül halidir.
İçi kış, dışı baharlar kıymetini anlar,
Arsız yüzler gözyaşından ne anlar.
içimi yakıp kavuran,
bulgur bulgur gözyaşı yalnızlığını
hep gurbette aradım...
meğer gurbet benmişim,
yaş alınca anladım....
Giyinmiş zümrüdü yeşil, dillerde hu dökülür.
Gülbengi dudakta gül, dilden zikir dökülür.
Bu meydan aşk meydanı, aşıklar saza vurur,
Gülbengi gönülde pir, döner semaha durur.
Beyler, paşalar, gelir tek tek erenler aşa,
yâr sineme koymuş od'dan kafesi
gülce-i visal kokar her dem nefesi
mecnun'um desem ferhat'ı küser
goncası hilkat giymiş, kande lalesi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!