Uzletim hasretin kara deminde
İçim paramparça can kementinde
Dikenli çalıda solan bir gülüm
Dövünür gururum yâr sementinde
Daha göremeden çiçek burcunu
Kışlara inat kanat çırpan kuşlar gibisin
Aklı yitik sularla akan gizemli bir kızsın
Ey gözünde kaybolduğum gönül çerağı
Dilim ozanca, ölüm aşıkça böyle bilesin
Bir boşluktayım
Her şeyi yaşadım diyemem...
Zaten yaşamış olsaydım yazmaya gerek duymazdım.
Paramparça bir hayatın dağınıklığıdır yaşantım.
Dağınıklığımı toplamaya kalksam içim tıka basa dolu, geçmişi nereye sığdırayım.
Kitap değilki tasnif ederek raflara dizesin, elbise değilki naftalinleyip dolaba asasın, ki dolaplar zaten ağzına kadar dolu...
nice kervanlar geçer yolumun ökçesinden
nice baharlar göçer ömrümün bahçesinden
şu deli gönlümü ummana salsam
düz giden gemiler şaşar, güverte rotasından...
eğer birgün sizi hayallerinizden mahrum etmek isteyen olursa,
o'nu, karanlığın koynuna atın ve göğün dallarına uzanın.
kucaklarınızın doluncusu bolca yıldız toplayın.
gün gelecek mavi gök yurdunuz, ay ve yıldızlar bakışaçınız olacaktır.
hem günüm, hem gecemsin, gerdanı al çiçeğim
kirpiğin göğe değer, güy nakşın, dilber böceğim
aklım alık, fikrim dalık, bilmem nerde, niceyim
bal dudakta üşümüşem, al koynuna gökçeğim.
aynı keçer her bir günüm gecem de, gündüzüm de
Kim sana kanat takıp uçurttuysa,
Gün gelecek onun kurşunu seni gökyüzünden düşürecektir.
sen saçlarına papatya serpmiş bahar
ben her gece İstanbul nağmeli intizar.
sensizliğime ç/ağlarken kızıl şafak
gök/yüzüm senli türkülerimi ezberler.
Bülbülün dilinden figanı söküp
Ben, seni eylülce sözlerle yazdım
Sükutun demini gözünden öpüp
Ben, seni gönlümce sözlerle yazdım
alın var, yeşilin var, kurban olam sarın mı yok
özlemin buram buram meyve veren dalın mı yok
bir mendil işle dedim, yar sandıkta bohçan mı yok
gerdanın binbir dökmüş, dağında çiçeğin mi yok.
kışımı kara çalmış, içim zemheride yok




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!