İçim kalabalık şehir, ben içinden akıp giden nehirdim...
Durgundum...!!!
Aktıkça yeşile döndüm...
Bir söz ile canımdan vuranı gördüm...
İmalı gülüşlere, felçli şiirler yazdım...
Aslında yazdıklarım şiir de değildi,
Kırgınım... !!
Cesedime yük olan yüreğime kırgınım,
Gerçeği görmeyen gözlerime kırgınım,
Konuşmak isterken lal olan dilime,
Kuşlara gökyüzü olamayan gönlüme,
Her şeyi normal kabul eden kendime,
İçimiz mezarlık olmuş Münker, Nekir derebeylik
Cehennem yanar döşümüzde, Zebâni'ler fellik fellik...
İçime gömdüm avuç avuç acıları,
Tunçtan ağır cümleleri,
Yutkundum,
Serapta düşerken damla damla dudaklarımdaki çöle.
Yuttum, pas tutmuş soğuk vefasızlığı.
Suçlamadım,
Felsefi sözlerime gülüp geçersin,
Bu kafa ile aşkı ararsın...
Huzur bulmadığın gönüle girme,
Sana kalbimi açsam onunda içine sıçarsın...
meczup sordu,
"sence ölüm nedir??"
dedim : "ölüm fermandır."
" peki sende ölüm nedir eyy meczup" diye sordum,
dedi "acıların dinmiyorsa ölüm dermandır"...
Vurdu gene baş ağrısı
Sallanırken gül çalısı
Basma kalıp el yazması
Ferman bühtan tanımam
Ne o yana, ne bu yana
Bir bahar gülüşlü şiir, bir amonyak kokulu çiçek olmak vardı düşlerinde...
Memleketimin türküsü kaldı fermanım gözlerinde...
Bu çağın ahlâkı bu kadar mı öcü, bu kadar mı değer biliyor
Bir soysuz vurdumduymazlık ki almış başını gidiyor
Gönül zorbalığı haramiler talancısı gibi zalim
Yufka yüreklere feveran feveran iniyor, çiğniyor
Gözlerin sürme, leblerin kiraz, narsız olur mu
Eyy bülbül bu ne figân, gül dikensiz olur mu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!