hüznüne vurulmuş yağlı bir ilmek
ılgınlar ağlaşır, eylemen dinmek
gözünü güz vurmuş dalları gürlek
serpişir yaprağına eyyamı eylül.
silinir ne varsa yazdan kalanlar
Henüz çocuktum...
Gitmediğim bir ülke,
Gezmediğim bir şehirdi yaşamak...
Geçirmediğim gündüzler ve geceler...
Güreğimi güneşe tuttum,
Mavili umutlar,
Ey Rab'bim ;
kalbin sıkıntısından vedahi gözlerin gizli okyanusunda boğulmaktan sana sığınırım...
Eyy Rahmani Rahim
yarınımın bana karanlık, zatına aydınlık olan Rab'bim
yolumu yolunda gidenlerin yolundan eyle
şanına yakışır bir hayat bahşeyle
gönlümü sevginle süslenmiş gölgesi hoş, meyvesi bereketli ağaç eyle
beni beyhudeliğin faniliği ile sınama
kirpiğimin ucundan vurdun...
eyy yâr !!
dileğimdir bağın bahar görmesin...
Oku eyy yara
Bu yazdıklarım geceye şafak söktüren günahlarımın çığlığı,
Şair falan değilim yanlış anlama...
Bir an aklıma geldi öyle karalıyorum işte...
Ben seni sensiz de severim dedim ama,
Çok denedim olmuyor işte...
gündüz kızıllığım, gece gülşenim,
bağımda o, bahçemde o ruşenim,
aktı ılık ılık, coştu nurşenim,
gayrı hüzün açar ezan çiçeğim,
içim kuru pınar, sözde gerçeğim.
....... Ve sen ;
kendini uçurumdan iten,
Güneşe haram bir karanlığa giden.
Ölüm sana küs,
Azrail sana kızgın,
Ben sana imkansız.
Bizim öyle uzaktan gizlimiz olmaz,
Şiire şiirle karşılık aşkımız olmaz.
Bu tür çakallığa kafamız basmaz,
Kadın, erkek demem ezer geçerim.
Uzaktan bakınca bir hoş ki bir hoş,
âsûmanda sıra sıra zembiller
şol revanda visal açar sümbüller
şölen sanma dil kesiği ezgiyi
hep zamansız ıslanır mendiller.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!