günlerden çarşamba. yine İstanbul ışıklarını söndürmüş. yine o caminin üst katındayım. Yaşamak,bir kara parçası gibi yüreğime oturduğunda ,üzerime başka bir benlik peyda etmeye çalıştıkça,uzlet içinden; varlığın kalabalıklar içinde sığlaşmış sesini duyabilmek için kendime melankolik köşeler ararım. Bir cami avlusunda,bir vapur kamarasında Buralarda hem yalnızlığa hem de Allah’a sığınırım. Geçmişi bir sığınak gibi içimde taşıyorum Meydanlarda yürürken burnuma tüten kestane kokusu artık gelmiyor Huzur yürüyüşlerine çıktığımda sarmaşık yapraklara artık elim değmiyor Göğe uzun uzun baktığımda artık orada yaşamayı değil orada kaybolmayı yeğliyorum. Torbalarını taşıdığım teyze,şirin bayram çocukları, her sabah okula giderken selam verdiğim çöpçü amca..artık her çöpçü gördüğümde kör olası çöpçüler şarkısını mırıldanıp yanınızdan geçip gidiyorum.özür dilerim. Önce ellerim büyüdü,sonra oturduğum koltuklarda ayaklarım yere basar hale geldi. büyüdüm. kestaneler de,kestaneci amcalar da, bayram çocukları da büyüdü. Ve neden sonra dünyayı daha anlamlı bir yere getirmeye çalıştığım zamanlar küçüldü. Şimdi iki kelimeyi bir araya zor getiriyorum. Varsın anlamasınlar ama ben yazmasam deli olacaktım.
(En sıkıntılı zamanlarınızda ve musibetli her halinizde her halimizde ve aslında musibetsiz halimizde dahi musibeti beklemeden )Allah sabır ve namazla yardım isteyin diyor (bakara 153. ayet)
Bir hadisi şerifte hazreti peygamber efendimiz ayakkabı bağına varıncayakadar Allah'tan isteyin diyor.ve diğer bir hadisi şerifte Allah Teala hazretleri kendinden istemeyene gadap eder diyor.Yine diğer bir hadisi şerifte Allah Teala hazretlerinin fazlından isteyin zira Allah kendisinden istenmesini sever diyor. .BU AYET VE HADİS MANALARI SON KİTABIM GÜZELLİK VE DEVLETİ ADLI KİTABIMDA DAHİ MEVCUTTUR.HERKESE HAYIRLI AKŞAMLAR.
Kainattaki bütün Elektronlar ve Miyonlar, bence kendi türlerine bir birlerine oransal orantıda çapraz donalıklıdırlar. Mekanik fiziğe göre Elektronlar sabit şekilde Atomun etrafında sürekli bir eksende yörüngelerinde zira dönüyorlardı... Fakat mantıken bence bu böyle değil, çünkü ısının oluşumunu ve soğukluğu işin içine katınca bence bilmem sanisenin kaçta kaçında Elektronlar ve Miyonlar sürekli türlerine oransal orantıda çapraz dolanıklı, yani Atomun etrafında sanisenin kaçta kaçında bir birleriyle orantısal çapraz dolanıklık halindeler, bütün Elektron ve Miyonlar türlerine devamlı gel git halindeler,... Atomorbitinde Elektronların ve Miyonların var olduğu alanda ise, çekirdeğin etrafında gel gitlerle beliren pozisyonları çift yarık deneyinde olduğu gibi devamlı değişik pozisyondalar...
Özet: Isı yükseldikce radioaktivite yükseldikce, Elektronların gel gitleri diğer Atomorbitindeki Elektronlarla bir birleriyle gel gitleri yükselir. Maddenin eskime süresi azalır. Isı azaldıkca radioaktivite azaldıkca Elektronların gel gitleri diğer Atomorbitindeki Elektronlarla bir birleriyle gel gitleri azalır. Maddenin eskime süresi çoğalır!
Çift yarık veya çift yol deneyindeki fotonları gözlemlemede, Atomorbitinde değişik superpozisyonlarda sürekli gel gitlerle beliren Elektron ve Miyonların değişik pozisyonlarını simule ediyor denilebilinirmi?
Elmasın saf karbondan meydana gelmiş olması, karbonu elmas kadar değerli yapmaz. Karbonun çok yüksek basınca mâruz kalıp elmas haline gelmeside elması karbon kadar değersiz yapmaz... Ey sen merkebin yeri malum nasıl ahırsa, karbonun yeri, elmasın yeride belli. Çiçek dağa küsmüşde dağın haberi olmamış misali, merkebin altından ne haberi olsunki merkebe altın semer layık görüle. Dağa kanıp kendini çiçeklikten muaf görüyorsun, zira çiçek olan karanfil nasıl hoşafa layikse, sadece merkebin davranışımı ahmaklık?
İçişleri bakanı 150bin Suriyeliyi adres kayıtlarında bulamamış Artık maskaralığın bu kadarı pes… Zannedersin ki iç işleri bakanı değil tövbe tövbe. Normal bir ülkede böylesi bir maskaralığa insan sokağa çıkamaz. Pişmiş kelle gibi açıklama… Ne diyelim… Bebek katillerini çocuk katillerini salıveren bir hükümetten canını kurtarmak için Suriye’ye kaçmış Suriyelileri ayıplayacak değiliz herhalde…
ÖĞREN DE GEL :))) 1)Bilim, tıp, sanat, şiir, edebiyat, müzik ve insanlığın evrimine olumlu katkıları olan diğer tüm alanlar/kavramlar/olgular EVRENSELDİR.
Bunları ülke sınırlarıyla hapsedemezsin, bunlara ulus/halk engeli koyamazsın, bunları bir tek insana zincirleyemezsin.
Öğren de gel :)))
2) Başkalarına sürekli ders vermeye kalkışmak, hem de saldırganca/küstahça kalkışmak haddini bilmemektir.
Haddini bilmeyi de öğren gel :))) Not: Sağa sola saldırırken ağzından leş kokulu tükürükler saçıyorsun. Protezlerini tak da konuş, belki yararı olur.
3) Hepsinden de önemlisi, ne Türkçe'yi kullanabiliyorsun doğru dürüst, ne de yazım kurallarından haberin var... Emin ol, mahalle bakkalının veresiye defteri senin paylaşımlarından çok daha niteliklidir.
"Çalış, belki senin de olur." Belki öğrenirsin. Öğrenmeden gelme. Hadi bakim :)))
Bu D... iflâh olmaz... üs alt kadro fetoculer le dolu... bildiğim kişileri ifşa ediyorum tv de ve mahkemeye verdim. A partisi C partisi İ partisinin için de ler sağ sol hepsinde takiyyeciler tahkiyeciler. Soruları çalanlar la kim varsa hepsiyle hesaplaşacağız.....
Derdiniz ne bilmiyorum ama emeğe saygı sınırlarını aşmayı sürdürüyorsunuz.
Küfür/hakaret/tehdit olmayan ve onca emek verdiğimiz PAYLAŞIMLARIMIZI hiçbir neden ggöstermeden tamamen keyfi olarak SANSÜRLÜYORSUNUZ! Şarkıları, esprileri bile...
ELLERİMİZ VE İZLENİMLERİMİZ Elinle övün; başkalarına bağlama bel, yoksa başın eğik durur, gözyaşların olur sel. Çeker çıkarır bizi yalnızlık, çaresizlik kuyusundan dost bir el. Ellerin git değil; gel demeye alışsın; almak için değil; vermek için yarışsın. Ne kadar çok işler ve de işe yararsa elin; o kadar gür çıkar sesin. Ne kadar güzel olursa olsun ellerin; sunmuyorsa güzelliğini diğer ellere, gül dikmiyorsa gönül bahçesine; yoktur hiçbir değerin. Doğruya iyiye güzele uzanırsa elin; ancak o zaman doğru iyi güzel olabilirsin. Şu işe bak; yaşarken elinden tutmazlar da ölünce el üstünde taşırlar... Sevdiğimiz kişilere önce elimizi, sonra kalbimizi veririz. Ellerimizle artar gücümüz, gerçekleşir hayallerimiz, açar umut çiçeğimiz. “Bir elinde gül, bir elinde kadeh, geldi sevgili. Hangisini alayım; gülü mü, kadehi mi yoksa seni mi?” demiş şair. Sevgilinin elini tutmayı, gözlerine aşkla bakmayı akıl etseydi, sevgilisi gülüverir, aşk şarabından içirir ve de ona her şeyini verirdi... İnsanlığı yerde sürüklenmekten kurtaran sanatın elidir; bu gerçeği bilmeyen, görmeyen ya aptal ya da delidir! Ellerimizdir güzeli daha güzel, iyiyi daha iyi yapan. Ellerimizle ortaya çıkar hem güzelliklerimiz hem insan olmamızı sağlayan özelliklerimiz... Hem efendimiz hem hizmetçimizdir ellerimiz, yediveren güllerimiz, mutluluk alıp mutluluk verenimiz. Ellerimiz olmasaydı nasıl gerçek olurdu hayallerimiz, özlemlerimiz?
İktidarın her alandaki kuşatması ve baskısı arttıkça, ışıl ışıl umut veren o muhteşem söz geliyor aklıma: "Gecenin en karanlık anı güneşin doğmasına en yakın andır." (Victor Hugo)
Bir konuda şu yapay zeka ya laf atanlar internete laptop a akıllı telefon a lüks arabalara supersonics füze uçak-savar tank savar aklınıza gelen gelmeyen tüm teknoloji ye kullandığınız tüm alet edavata eşyalara küfretmek gibi bir şey bu. Insanlığa hakaret bu. Kendini sabote etme bu BEN bu arabaya binmeyim uçağa binmeyim yürüyerek mi gideceksin uzun yola.yada lanet olsun federaller bu nasıl teknoloji mi diyeceksin. Bunları şair yazar vs kim olursa olsun kim derse desin bu tarz düşünceler yaklaşımlar hiç hoş değil. Yapılan iyi kötü güzel yermeyin. Hak hukuk konusuna gelecek olursak ta soruları çalıp işe girip yada bir torpille insanların haklarını gasp edenler Bu kul hakkı kamu hakkı nı bilmezler bilirler de işlerine gelmezler. . Müzik beste nasıl yapabilirsen o şekilde yapar dileyen besteciyle aranjörlere çalışır dileyen bir uzaylıyla dileyen robotla yada kendin çalıp söylersin o en güzel i zaten. Yolunu sen seç. Millete yapılan güzel işlere bestelere şiirlere insanlara laf etmeyiniz... hadi yolunuzda gidin.....
Bir açıklama yapayım burdan. Isteyen kişi istediği şekilde üslupta arzuda şiir yazmaya çalışabilir. Ancak kimse kimseye ya bu nasıl şiir bu nasıl beste bu nasıl insan diyerek fitne fesat çıkarmayın kimseye çekememezlik yapmayın insanlık yolunda güzelce yol alıp gidiniz.....
Söz Beste : HÜSEYİN PELİT Şiir : BİTİYOR BİR ÖMÜR Bitiyor arkadaşlar yalan mı. You tube kanalımda dinleyebilirsiniz takip abone beğeni yorumlarınızı beklerim..... ?si=xoiVrti9RTBU2bDJ
Tüm öğretmenlerimizin ve kendi öğretmenlerimin gunlerini kutluyorum. Kalanlara sağlık sıhhat afiyet huzur mutluluk. Ölenlere ALLAH rahmet diliyorum.....
Akşama " Bitiyor Bir Ömür " şiirimin bestelenmiş hâli ni dinleyebilirsiniz you tube dan instagram dan ve buradan.....
DOST, tornacı gibi gereksiz fazlalıklarımızı törpüler. Nakkaş olur, kişiliğimizi nakış gibi işler, hattat olur,gönlümüzü güzellklerle bezer. Bizi yerimizde saymaktan kurtarır, başka, bambaşka yerlere götürür, sevgi deryalarında dolaştırır, düşünce ve duygu limanlarına ulaştırır...
Sağlık bakanlığına, iç işleri bakanlığına adalet bakanlığına, milli eğitim bakanlığına ve ekonomi bakanlığına kayyum atanmalı hatta milli savunma bakanlığına bile…
Anılar ya bir taşın üzerindeki isimlerde ya da sesini unuttuğumuz yüzlerde; belki de sessizlik en iyisiydi. Sağırlara bağırmanın bir anlamı yokmuş, sonradan anladım...
Muammer, soytarılığa soyunmuşsun ama onu bile becerememiş ve sadece gülünç durumlara düşmüşsün. En iyisi bi çadır tiyatrosuna başvur. Belki hela filan temizletirler sana... da böylece yolunu bulursun. Onu da becerebilirsen tabii.
Bahçeli'nin kulağına üflüyorlar sonrada bahçeli gereğini yapıyor sonra bir yurt dışı gezisi geri gelince bahçeli direk saraya, biri üflüyor biri üfleneni yerine getiriyor. Şıracınınn şahidi bozacı başıbozuk işler bunlar.
günlerden çarşamba.
yine İstanbul ışıklarını söndürmüş.
yine o caminin üst katındayım.
Yaşamak,bir kara parçası gibi yüreğime oturduğunda ,üzerime başka bir benlik peyda etmeye çalıştıkça,uzlet içinden; varlığın kalabalıklar içinde sığlaşmış sesini duyabilmek için
kendime melankolik köşeler ararım.
Bir cami avlusunda,bir vapur kamarasında
Buralarda hem yalnızlığa hem de Allah’a sığınırım.
Geçmişi bir sığınak gibi içimde taşıyorum
Meydanlarda yürürken burnuma tüten kestane kokusu artık gelmiyor
Huzur yürüyüşlerine çıktığımda sarmaşık yapraklara artık elim değmiyor
Göğe uzun uzun baktığımda artık orada yaşamayı değil orada kaybolmayı yeğliyorum.
Torbalarını taşıdığım teyze,şirin bayram çocukları,
her sabah okula giderken selam verdiğim çöpçü amca..artık her çöpçü gördüğümde kör olası çöpçüler şarkısını mırıldanıp yanınızdan geçip gidiyorum.özür dilerim.
Önce ellerim büyüdü,sonra oturduğum koltuklarda ayaklarım yere basar hale geldi.
büyüdüm.
kestaneler de,kestaneci amcalar da, bayram çocukları da büyüdü.
Ve neden sonra dünyayı daha anlamlı bir yere getirmeye çalıştığım zamanlar küçüldü.
Şimdi iki kelimeyi bir araya zor getiriyorum. Varsın anlamasınlar ama ben
yazmasam deli olacaktım.
Herkes her şey konuşur... Siz bir şiir konuşun... Bir Allah'ı.....
''İnsanlara gereğinden fazla değer verirsen kendine yazık edersin!''
fkç
(En sıkıntılı zamanlarınızda ve musibetli her halinizde her halimizde ve aslında musibetsiz halimizde dahi musibeti beklemeden )Allah sabır ve namazla yardım isteyin diyor (bakara 153. ayet)
Bir hadisi şerifte hazreti peygamber efendimiz ayakkabı bağına varıncayakadar Allah'tan isteyin diyor.ve diğer bir hadisi şerifte Allah Teala hazretleri kendinden istemeyene gadap eder diyor.Yine diğer bir hadisi şerifte Allah Teala hazretlerinin fazlından isteyin zira Allah kendisinden istenmesini sever diyor. .BU AYET VE HADİS MANALARI SON KİTABIM GÜZELLİK VE DEVLETİ ADLI KİTABIMDA DAHİ MEVCUTTUR.HERKESE HAYIRLI AKŞAMLAR.
Hata vermediği an var mı ki :)))
Kainattaki bütün Elektronlar ve Miyonlar, bence kendi türlerine bir birlerine oransal orantıda çapraz donalıklıdırlar.
Mekanik fiziğe göre Elektronlar sabit şekilde Atomun etrafında sürekli bir eksende yörüngelerinde zira dönüyorlardı...
Fakat mantıken bence bu böyle değil, çünkü ısının oluşumunu ve soğukluğu işin içine katınca bence bilmem sanisenin kaçta kaçında Elektronlar ve Miyonlar sürekli türlerine oransal orantıda çapraz dolanıklı, yani Atomun etrafında sanisenin kaçta kaçında bir birleriyle orantısal çapraz dolanıklık halindeler, bütün Elektron ve Miyonlar türlerine devamlı gel git halindeler,... Atomorbitinde Elektronların ve Miyonların var olduğu alanda ise, çekirdeğin etrafında gel gitlerle beliren pozisyonları çift yarık deneyinde olduğu gibi devamlı değişik pozisyondalar...
Özet: Isı yükseldikce radioaktivite yükseldikce, Elektronların gel gitleri diğer Atomorbitindeki Elektronlarla bir birleriyle gel gitleri yükselir. Maddenin eskime süresi azalır.
Isı azaldıkca radioaktivite azaldıkca Elektronların gel gitleri diğer Atomorbitindeki Elektronlarla bir birleriyle gel gitleri azalır. Maddenin eskime süresi çoğalır!
Çift yarık veya çift yol deneyindeki fotonları gözlemlemede, Atomorbitinde değişik superpozisyonlarda sürekli gel gitlerle beliren Elektron ve Miyonların değişik pozisyonlarını simule ediyor denilebilinirmi?
muammer orak
Elmasın saf karbondan meydana gelmiş olması, karbonu elmas kadar değerli yapmaz. Karbonun çok yüksek basınca mâruz kalıp elmas haline gelmeside elması karbon kadar değersiz yapmaz... Ey sen merkebin yeri malum nasıl ahırsa, karbonun yeri, elmasın yeride belli. Çiçek dağa küsmüşde dağın haberi olmamış misali, merkebin altından ne haberi olsunki merkebe altın semer layık görüle. Dağa kanıp kendini çiçeklikten muaf görüyorsun, zira çiçek olan karanfil nasıl hoşafa layikse, sadece merkebin davranışımı ahmaklık?
muammer orak
İçişleri bakanı 150bin Suriyeliyi adres kayıtlarında bulamamış
Artık maskaralığın bu kadarı pes… Zannedersin ki iç işleri bakanı değil tövbe tövbe.
Normal bir ülkede böylesi bir maskaralığa insan sokağa çıkamaz. Pişmiş kelle gibi açıklama…
Ne diyelim… Bebek katillerini çocuk katillerini salıveren bir hükümetten canını kurtarmak için
Suriye’ye kaçmış Suriyelileri ayıplayacak değiliz herhalde…
ÖĞREN DE GEL :)))
1)Bilim, tıp, sanat, şiir, edebiyat,
müzik ve insanlığın evrimine
olumlu katkıları olan diğer tüm alanlar/kavramlar/olgular EVRENSELDİR.
Bunları ülke sınırlarıyla hapsedemezsin, bunlara ulus/halk engeli koyamazsın, bunları bir tek insana zincirleyemezsin.
Öğren de gel :)))
2) Başkalarına sürekli ders
vermeye kalkışmak, hem de saldırganca/küstahça kalkışmak haddini bilmemektir.
Haddini bilmeyi de öğren gel :)))
Not:
Sağa sola saldırırken ağzından
leş kokulu tükürükler saçıyorsun. Protezlerini tak da konuş, belki yararı olur.
3) Hepsinden de önemlisi, ne Türkçe'yi kullanabiliyorsun doğru dürüst, ne de yazım kurallarından haberin var... Emin ol, mahalle bakkalının veresiye defteri senin paylaşımlarından çok daha niteliklidir.
"Çalış, belki senin de olur."
Belki öğrenirsin.
Öğrenmeden gelme.
Hadi bakim :)))
Bu D... iflâh olmaz... üs alt kadro fetoculer le dolu... bildiğim kişileri ifşa ediyorum tv de ve mahkemeye verdim. A partisi C partisi İ partisinin için de ler sağ sol hepsinde takiyyeciler tahkiyeciler. Soruları çalanlar la kim varsa hepsiyle hesaplaşacağız.....
YÖNETİME
bıkmadan usanmadan
SESLENİYORUM !!!!!
Derdiniz ne bilmiyorum
ama emeğe saygı sınırlarını aşmayı sürdürüyorsunuz.
Küfür/hakaret/tehdit olmayan ve
onca emek verdiğimiz PAYLAŞIMLARIMIZI hiçbir neden ggöstermeden tamamen keyfi olarak SANSÜRLÜYORSUNUZ! Şarkıları, esprileri bile...
Sansür politikanızı gözden geçirin.
SOĞUTMAYIN İNSANLARI PAYLAŞIMDAN!
ELLERİMİZ VE İZLENİMLERİMİZ
Elinle övün; başkalarına bağlama bel, yoksa başın eğik durur, gözyaşların olur sel.
Çeker çıkarır bizi yalnızlık, çaresizlik kuyusundan dost bir el.
Ellerin git değil; gel demeye alışsın; almak için değil; vermek için yarışsın.
Ne kadar çok işler ve de işe yararsa elin; o kadar gür çıkar sesin.
Ne kadar güzel olursa olsun ellerin; sunmuyorsa güzelliğini diğer ellere, gül dikmiyorsa gönül bahçesine; yoktur hiçbir değerin.
Doğruya iyiye güzele uzanırsa elin; ancak o zaman doğru iyi güzel olabilirsin.
Şu işe bak; yaşarken elinden tutmazlar da ölünce el üstünde taşırlar...
Sevdiğimiz kişilere önce elimizi, sonra kalbimizi veririz.
Ellerimizle artar gücümüz, gerçekleşir hayallerimiz, açar umut çiçeğimiz.
“Bir elinde gül, bir elinde kadeh, geldi sevgili. Hangisini alayım; gülü mü, kadehi mi yoksa seni mi?” demiş şair. Sevgilinin elini tutmayı, gözlerine aşkla bakmayı akıl etseydi, sevgilisi gülüverir, aşk şarabından içirir ve de ona her şeyini verirdi...
İnsanlığı yerde sürüklenmekten kurtaran sanatın elidir; bu gerçeği bilmeyen, görmeyen ya aptal ya da delidir!
Ellerimizdir güzeli daha güzel, iyiyi daha iyi yapan. Ellerimizle ortaya çıkar hem güzelliklerimiz hem insan olmamızı sağlayan özelliklerimiz...
Hem efendimiz hem hizmetçimizdir ellerimiz, yediveren güllerimiz, mutluluk alıp mutluluk verenimiz. Ellerimiz olmasaydı nasıl gerçek olurdu hayallerimiz, özlemlerimiz?
Sayın yönetim. Neden paylaşımlarınızı siliyirsunuz Açıklama yaparmisiniz lütfen..merak ediyorum.kriterlerinizi neye göre siliniyor.
Müzik evrenseldir derler..kürtler bu evrenin parçası değil herhalde.
maalesef ki halen bir çok edebiyat sitemizde ırkçılık düşünceleri değişmemiş..
İktidarın her alandaki kuşatması ve baskısı arttıkça, ışıl ışıl umut veren o muhteşem söz geliyor aklıma:
"Gecenin en karanlık anı
güneşin doğmasına en yakın andır." (Victor Hugo)
Bir konuda şu yapay zeka ya laf atanlar internete laptop a akıllı telefon a lüks arabalara supersonics füze uçak-savar tank savar aklınıza gelen gelmeyen tüm teknoloji ye kullandığınız tüm alet edavata eşyalara küfretmek gibi bir şey bu. Insanlığa hakaret bu. Kendini sabote etme bu BEN bu arabaya binmeyim uçağa binmeyim yürüyerek mi gideceksin uzun yola.yada lanet olsun federaller bu nasıl teknoloji mi diyeceksin. Bunları şair yazar vs kim olursa olsun kim derse desin bu tarz düşünceler yaklaşımlar hiç hoş değil. Yapılan iyi kötü güzel yermeyin. Hak hukuk konusuna gelecek olursak ta soruları çalıp işe girip yada bir torpille insanların haklarını gasp edenler Bu kul hakkı kamu hakkı nı bilmezler bilirler de işlerine gelmezler. . Müzik beste nasıl yapabilirsen o şekilde yapar dileyen besteciyle aranjörlere çalışır dileyen bir uzaylıyla dileyen robotla yada kendin çalıp söylersin o en güzel i zaten. Yolunu sen seç. Millete yapılan güzel işlere bestelere şiirlere insanlara laf etmeyiniz... hadi yolunuzda gidin.....
Bir açıklama yapayım burdan. Isteyen kişi istediği şekilde üslupta arzuda şiir yazmaya çalışabilir. Ancak kimse kimseye ya bu nasıl şiir bu nasıl beste bu nasıl insan diyerek fitne fesat çıkarmayın kimseye çekememezlik yapmayın insanlık yolunda güzelce yol alıp gidiniz.....
Söz Beste : HÜSEYİN PELİT
Şiir : BİTİYOR BİR ÖMÜR
Bitiyor arkadaşlar yalan mı. You tube kanalımda dinleyebilirsiniz takip abone beğeni yorumlarınızı beklerim.....
?si=xoiVrti9RTBU2bDJ
Tüm öğretmenlerimizin ve kendi öğretmenlerimin gunlerini kutluyorum. Kalanlara sağlık sıhhat afiyet huzur mutluluk. Ölenlere ALLAH rahmet diliyorum.....
Akşama " Bitiyor Bir Ömür " şiirimin bestelenmiş hâli ni dinleyebilirsiniz you tube dan instagram dan ve buradan.....
DOST, tornacı gibi gereksiz fazlalıklarımızı törpüler. Nakkaş olur, kişiliğimizi nakış gibi işler, hattat olur,gönlümüzü güzellklerle bezer. Bizi yerimizde saymaktan kurtarır, başka, bambaşka yerlere götürür, sevgi deryalarında dolaştırır, düşünce ve duygu limanlarına ulaştırır...
Şiir din değil ama inancimizdir... düşüncemizdir... tarzımızdır...
Sağlık bakanlığına, iç işleri bakanlığına adalet bakanlığına, milli eğitim bakanlığına ve ekonomi bakanlığına kayyum atanmalı hatta milli savunma bakanlığına bile…
Anılar ya bir taşın üzerindeki isimlerde ya da sesini unuttuğumuz yüzlerde; belki de sessizlik en iyisiydi. Sağırlara bağırmanın bir anlamı yokmuş, sonradan anladım...
"...A n n e n seni i n k a r etmişti / A l d ı m etimedokudum...."
"...y a ş a m a k için içiyorum.. i ç m e k için yaşıyorum..."
Yaşamak için mi yiyorsunuz ,yoksa yemek için mi yaşıyorsunuz?:))
Muammer, soytarılığa soyunmuşsun ama onu bile becerememiş ve sadece gülünç durumlara düşmüşsün. En iyisi bi çadır tiyatrosuna başvur. Belki hela filan temizletirler sana... da böylece yolunu bulursun. Onu da becerebilirsen tabii.
Bahçeli'nin kulağına üflüyorlar sonrada bahçeli gereğini yapıyor sonra bir yurt dışı gezisi geri gelince bahçeli direk saraya, biri üflüyor biri üfleneni yerine getiriyor. Şıracınınn şahidi bozacı başıbozuk işler bunlar.
Allah'a danışma kitaba danışma peygambere danışma millete sorup referandum yapma kendi başına meclise çağır böyle bir saçmalık görmedik.