aynada mayalanacak zaman
ödeşmek üzere
kırk başlı ejderimizle
kınayla çıkacağım yağmur duasına
siyahtan uzak
derin denizde
trol ağlarına takıldım
şahdamarımı dinamitliyor sessizlik
ses
ses
kırbaçlandı yüreğim deli mor ah!
parçalarım dökülüyor
yaralarımdan izle beni
nafile öpücükler bırak kesiklerime
insana küsüyorum ben
sınanmadı ki yazımız
ölü mü
diri mi
bilelim kışımız
aysbergin üstünde yürümek
“sus! ”
demediniz bana
önceden söylendiğini her şeyin
bildirmediniz
Benim bir derdim var. Bir değil, çok aslında...
Hangi birinden başlasam? İlk olarak içimi susturmalıyım. Öylesi bet bir sesle konuşuyor ki bu “iç”, eleştirmene falan hacet yok. Kimseleri beğenmez ukala. En başta da beni. Anlayacağınız akut safhada paranoik-şizofrenik, zaman zaman da obsessive-megalomanik bir vaka. Aklı sıra bende panik ataklar yaratacak ama beceremedikçe hırslanıyor. Yarım asırdır bu sesi dinlemekten bıktım, usandım artık. Üstelik 50 -0 da galibim. O ne kadar çok konuşursa, ben iki misli konuşuyorum anlayacağınız. Ama yoruluyorum. Karar verdim; bugünden tezi yok idam hükmünü imzalayacağım. İlk söz olarak söyleyeyim ki kayıtlara geçsin; belgelensin ve böylece temelli rahatlayayım dedim hani…
Şimdi bu vatandaşın iç sesinden size ne, değil mi? Oysa benim için çok şey demek. Günümüze kadar beni oyalayan oydu. Maçı kazandığım halde, sahanın dışına çıkamıyordum bir türlü. Bu nedenle fermanını mühürlüyorum bugün. O gidiyor ve ben bütün hayallerim, kavgalarım, düşünce ve duygularımla birlikte geliyorum…
siyaha teyellendin bir kez
palamarlar nafile!
bilmez onlar
işgalci bir duygunun sardoğan telaşını
denizin esvabı çakır
'Hayattan caymayı anlayabiliyorum, ama yazıdan caymayı anlayamıyorum.”
-Murathan Mungan
Yazının erişilmez ve uğrunda savaşılacak bir safiyeti olduğuna inandık hep. Başka türlü olsa yazamazdık. Kanımca yazıdan caymamak için en önemli neden budur. Belki de “sanattan caymamak” demek daha doğru olur, çünkü toplumsal ve kurumsal baskılardan kurtulmayı sağlayan; insanın kendisini özgürce ifade edebildiği tek alandır o.
alış kendine
sev yüreğindeki ejderi
adına 'hasret' dedikleri
her zaman kudurmaz acı
sinsi bir kurt kimi gün
birileri dolanıyor ortalıkta
kimini görür göz
kimini….
işte öyle!
Sevda Kenti'nin Öyküsü’nü dinlemek ister misin?
İstersen son şiirime bir göz at… Sevgilerle.
şiirinizde yorgun ve sarhoş bir yaprak gördüm onu aldım ırgat'a verdim...
bu sitede ender şiir yazanlardansınız..
saygı sevgi