Arkadaşlarım ve şiir sever dostlarım, bilesiniz domates istilasına uğradım! ...
Böyle şeyler hep Kamuran’ın (Esen) başına gelirdi. Yazardı sonra. Ben de okur ve gülerdim. Gülmek kolaymış ama başa gelince katlanmak sahiden zormuş…
Her neyse, geçenlerde bilgisayarımla ilgili sorunumu çözümlemek için bir alışveriş merkezine gitmiştik. O sırada dikkatimizi çekti. Etrafa çarşaf kadar ilanlar asmışlar:
“Domates: 50 bin TL./kg”
- Kuzey Osetya, Beslan’a…
ne kundakçılar gördüm, ne intiharlar
ağaçlar budandı mevsimsiz
kan tozuna bulandı nice yazlar
oltada yitirir dirimi solucan ve balık
ne yapsın balıkçı iki ölüm arasında
açamadığı kapılar da mevcut bilgenin
umudun pas tuttuğu insan sancısında
bakarsın nehir sesine sağırlaşır dere yatağı
- S’nin acıları (devamı var)
baharı bekliyorduk
hatırlasana
bir gün
karalar giydi zaman
ışık savaş
ışık kutsal
köpürürdü mağrur yüzü güneşin
kulakları yırtardı siren sesi
bir yere ait olmak gibidir buza demir atmak
merhametsiz sürgünlerle peşimizde
iktidarına sığınılır delidolu kızağın
şahdamarımız / şiddetine kanayan acı gerçek
sudur hayat / harf eylem
…tutunuruz…
Onu ilk olarak “Kara Tren” türküsüyle tanımıştım. Sonra birbirinden güzel ve anlamlı diğer türküleri geldi. Bizleri köklerimize doğru, uzun ve kimi zaman da çileli bir yolculuğa çıkaran içli bir sesi vardı.
Özhan Eren’den söz ediyorum. Sarıkamış Türküsü’nü anımsayanlar olacaktır mutlaka.
'Sarıkamış üstünde kar
kar altında Mehmet yatar
________________“oysa tanrının şair dediğine
________________deli diyor gören
________________sözlüğe maya çalarken.”*
güncemiz ağlayan nilüfer çiçeği
yandı keşişhaneler
tutuştu tapınağım
ince bir çileden geçtim ki ahh!
öyle güzel
gözlerin
Bu sabah sevgili arkadaşım Abir Zaki’den sürpriz bir armağan aldım. “İz” şiirimin altında şöyle bir not vardı:
'http://allpoetry.com/poem/1116031....... sevgiyle....'
Rumuz: abir
Abir ve ben, genellikle birbirimizden habersiz olarak benzer duyguları dile getirirdik. Hatta zaman zaman aramızda anlaşılmaz bir tür telepati olduğunu bile düşünmüşüzdür. “Yine böyle bir şey olmalı” diyerek verdiği adrese gittiğimde, İngilizce’ye çevrilmiş ve o dilde bir o kadar da güzel yazılmış olan kendi şiirimle karşılaştım. Duygu ve düşüncelerimi ifade etmek amacıyla yorum göndermeye çalıştığımda ise siteye üye olmadığım için sistem beni kabul etmedi. Şiirsever dostların izniyle o yorumu ve Abir’in emeğini burada sergilemek ve sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sevda Kenti'nin Öyküsü’nü dinlemek ister misin?
İstersen son şiirime bir göz at… Sevgilerle.
şiirinizde yorgun ve sarhoş bir yaprak gördüm onu aldım ırgat'a verdim...
bu sitede ender şiir yazanlardansınız..
saygı sevgi