bir yas peçesiydi yüzüm
eksik
yanık
yalnız
eski bir kuda oyunundan kalma
satırın ucundaydı ferman
ve ben
kendimden davacı
erguvan celselerde
ödenen ceremeden
aşk sizdiniz
kuzgunum ey!
bilmezdik önce
arnavuttu kaldırımlarınız
- nenem sultan'a
arzuyla inliyor söğüt dalı
kar suyuna kükrüyor salkım saçak
şifresi aşka açılmış
bir kadın kadar heyecanla hatırlatıyor
usta bir meczup yarattı şiiri
tutkulu
korkusuz
isyankâr
içimdeki yumağı çözmeye ayırdım
gece masallarını
yüreğimde çeteleşen
kelimelere ayarlı saatlerin karanlık yüzüne
asmışız hayata paltomuzu bir kez
sarı bir yazgıdır temmuz
geceleri geç ölen
sıcaklar da alır duvarlar arasına
ensemizde kekeleyen kış ayazlar misali
yanık bir nefes olduğunu anımsatarak
büyücüsü bilir ancak
aşkın endâmını
köpürmüş bir küheylânın
salyasında gizli ihtişamını
asırlardır tanıdık bu yüz
-Bazı aşklar rüya görmez. Rüya onların içindedir.
sağanaklar indi dünyama
baharı dinliyorum yağmurun yankısında
sevdiğim beni anıyor, ısınıyor içim
“Tarifsiz bir melankoliyi sürekli içimde taşıyorum. Öyle bir duygu ki, kelimelerle açıklanamaz, korkuyla karışık. Ne olduğunu ancak şeytan bilebilir...' - P. I.Tchaikovsky
Belki de Tanrı biliyordur! ....
……..
Sevda Kenti'nin Öyküsü’nü dinlemek ister misin?
İstersen son şiirime bir göz at… Sevgilerle.
şiirinizde yorgun ve sarhoş bir yaprak gördüm onu aldım ırgat'a verdim...
bu sitede ender şiir yazanlardansınız..
saygı sevgi