kim yaşayabilir
bir başkasının ölümünü
yalnızca
seven bir kalp belki
hüzün ağır geliyor kalbe
bu boşluk duygusu
solması güllerin
üşürken yüreğim
soğurken beden
in(in) den çoğalır çatal yürek
kardelenler düşlenir
eza’nın sisli kalıntısında
tortusu süzülürken acı suyun
köpüklere sıvanır aşk
fidanın çiçeğe durduğu şu mevsim
segâh perdesinde işmarlı bir hüznün
böğürde şaklayan kamçıyı betimler
acı tebessümüyle
gül yanı sararan bir yerdeyiz
tuğraya vurulmak içindi harf
bir elde sevda kadehi
ötekinde gürz
tökezleyerek yürüdüler hikâyenin içinden
önce o vuruldu
iliklerimde
can çekişen cenin
düşleri vardı
ne zaman
çiçeğe durduğunda
yel değse badem ağacına
bir kasırga göçer yüreğime
zamansız çalınsa kapılar
bilir mi yasalar içbükey aynaları
aynalar ki
dışadönük sürdürürler yaşamı
kara-kaplı
lisanına eremez dikenin
hüznün gölgesini buldum bakışlarında
zeka pırıltılarına sakladığın
karanlık o labirentin içinden
kanayarak gelmiştin
çıbanlar açmıştı yüreğin sıtmalı gecelere
küçük ölümlere sığmaz devasa hüzünler
kenar süslü kitapların satır aralarına hiç
mor bir hüzündür her yerde adı
derin izi acı'nın
anlamlı
Sevda Kenti'nin Öyküsü’nü dinlemek ister misin?
İstersen son şiirime bir göz at… Sevgilerle.
şiirinizde yorgun ve sarhoş bir yaprak gördüm onu aldım ırgat'a verdim...
bu sitede ender şiir yazanlardansınız..
saygı sevgi