oyundan çıkarcasına
veda etmeli
maktul saraylarla
fiyakalı masal kuşlarından uzak
kehkeşana düşmeli adımız
bir saç telinden yaratılabilirdim
saçlarımdan
ne çok
“ben”...
hangi akrebin kalıntısıydı düşünce
zamandan bilinir sanıklığımız
tanıklık
hüküm ve beraat
böyleyken neyin izdüşümüdür darağacı
hangi yangından kalma
kendini ispatlamanın
krikolarına muhtaç insan
biraz cahiliye kültürü
biraz meraksızlık
hayli ıskalamışlık hükmediyor
ben bir güvercin
ben bir serçe
hem güvercin
hem serçe
mayısın rahminde kanatlandım
duygunun üleşilmez bütünlüğünde
bir yol hikâyesiyim
kâh üzgün
kâh deli bir tay yüreğim
sormasın kimse beni
- Uzar gider bu şiir....Nefes aldıkça serpilen çocuklar gibi!
Whitman’ın* kuzu postunda kükreyen kurt
takdis ediyor sübyan ağıtlarını
post-modern çağın
artık biliyoruz var!
çağrılı her beden
kendine savrulmuş bir sustalı orada
şiir tersine gidilen yol
şimdi
aşka değsem tufan
sana değsem yer yarılacak
kendime dokunsam
kasırga
“bir resim asla bitmez,
bitirdiğin zaman ruhunu öldürmüş olursun…”*
şiir gibi!
eskilerden
Sevda Kenti'nin Öyküsü’nü dinlemek ister misin?
İstersen son şiirime bir göz at… Sevgilerle.
şiirinizde yorgun ve sarhoş bir yaprak gördüm onu aldım ırgat'a verdim...
bu sitede ender şiir yazanlardansınız..
saygı sevgi